Bir ruh arayışındayız… Sürekli yapıyor ve inşa sürecine ilerlemeye çalışıyoruz. Şu zamana kadar yaşadığımız hâdiseler bir ufuk olarak inşa edildiği vakit, bizler bir ufuk çizgisinin eşiğinde bekliyoruz demektir. Umuma şöyle bir baktığımızda asırlarca bizi susturmak ve yıldırmak isteyen bir zihin ve fikir işgalinin tasfiyesinin başladığını görürüz… bu tasfiyeden sonra ümmetin ufki duruşunun önemi azımsanamayacak bir ehemmiyete sahiptir. Epistemolojik bu işgalin ardından ufkunu ve şuurunu yeniden çanlandıran ve ruhunu iman ateşi ile hararetlendiren ümmet, ruhuna, sâdık (doğru) hedefleri doğru bir şekilde yönlendirmek ve gerçekleştirmek zaruriyyetini anlamıştır.
Osmanlı, Medeniyetimizin kadim nehrinde, kendisine çizilen eskinin yenileşmiş ufki bakışı ile asıl ufki duruşundan uzaklaştırılarak manen ve ruhen kendi ölümünü beklemeye mahkum kalkıştır. Lakin yaşadığımız şu vakitlerde ‘’yaşadığımız hallerin muhasebesini’’ yaptığımız vakit, bizlerin bir dirilişe doğru akan bir nehre doğru adım adım ilerlediğimizi görürüz.
Artık uyuyan osmanlı ile irtibata geçmemizin vakti gelmiş ve bu irtibat ile Osmanlı’nın tekrar küllerinden inşası zaruridir.
Ana eksenimizde İman, onun yönlendiriciliğini yapacak olan kişilik, ahlak ve medeniyet… Akabinde zaruri menzilimize varmak… osmanlı olmak… Bu nedenle inşası yapılacak medeniyetimizin öncülerini yetiştirecek olan medreselerin ve kadrolarının yetiştirilmesi elzemdir ve acildir.
Yetişecek her bir fikir adamı bir imam gazalidir. Kurulacak olan medreseler ile yetişecek ordu imam Gazali’lerdir. Batıya karşı dimdik duracak ve onların felsefi duruşunu yıkacak olan bu imam Gazali ordusunun ismi ise Gazaliyye Ordusudur.
Zaruriyet batıyı yıkmak ve yerine şarkı inşa etmektir.
Vesselam.