Güçlendirilmiş 28 Şubat İttifakı (6+1) bileşenlerinden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener geçenlerde Türkiye’nin uzay çalışmalarıyla alay ederek “Bir de başımıza uzay macerası çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Her şey bitti, sıra uzaya geldi” diyerek Türkiye’nin bir vatandaşını uzaya gönderme çalışmalarını küçümseyen Akşener’i eleştirdi ve muhalefetin vizyonunun dar olduğunu söyledi.
Bugün uzay çalışmalarıyla alay edenlerin yakın geçmişte Türkiye’nin İHA ve SİHA çalışmalarını küçümsediklerini hatırlattı.
Türkiye’deki bu tartışmayı bir yana bırakıp bölgemizde neler oluyor, bu konuda kim ne yapıyor bir bakalım.
Suudi Arabistan, geçen hafta Uzay Kuvvetleri kurulması için girişimlerin başlatıldığını duyurdu.
Havacılık ve uzay çalışmalarını geliştirmek için NASA’yla işbirliği imkânlarını görüştü ve Lockheed Martin şirketiyle anlaşma imzaladı.
Suudi Arabistan Uzay Heyeti, uzay çalışmalarında görev alacak bin genç yetiştirilmesi için “Madar” adıyla bir eğitim programı başlattı.
Uydularını kendisi geliştirmek isteyen Riyad’ın bir hedefi de ülkede uydu fırlatma üssü kurmak.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ve Mısır’ın da benzer çalışmaları var.
Türkiye’nin ürettiği SİHA’ların son yıllardaki başarısını gören Suudi Arabistan, dışarıdan İHA ve SİHA satın almak yerine kendi üretmek için bu alana da yatırım yapmayı planlıyor.
BAE, geçen yıl Mars’a uzay aracı gönderdi ve Kızıl Gezegen’de bilimsel araştırmalara başlayan ilk Arap ülkesi oldu.
Söz konusu aracın sadece parasının BAE tarafından verildiği, gerisinin tamamen yabancılarca yapıldığı şeklinde eleştiriler olsa da bir gerçek değişmeyecek.
Bölgemizde silah, hava ve uzay teknolojileri alanında ciddi bir rekabet var.
İran Devrim Muhafızları Ordusu, geçenlerde yeraltında kurdukları SİHA ve füze üssünden görüntüler paylaştı.
Farklı boyutlarda ve güçlerde çok sayıda İHA, SİHA ve füzenin yer aldığı üssü ziyaret eden İran Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Tümgeneral Abdurrahim Musevi, “En büyük başarımız hiçbir yere bağımlı olmamamız. İran Silahlı Kuvvetleri’nin İHA kabiliyetinin geliştirilmesi durdurulamaz” dedi.
Görüldüğü üzere bölgedeki birçok ülke - boğuşmak zorunda olduğu onlarca iç ve dış soruna rağmen - silah teknolojisi ve uzay çalışmalarını küçümsemiyor.
O ülkelerin çalışmalarının ne kadar milli olduğu ya da hangi boyuta ulaştığı bir yana, konuya ciddi şekilde ilgi gösterdikleri ve yatırım yaptıkları kesin.
Türkiye şayet askeri sanayi projelerini ve uzay çalışmalarını bırakırsa kısa süre sonra bölgesel rekabette dahi geri kalır ve milli güvenliğini koruyamaz hale gelir.
Washington, sadece çiftçilikle uğraşan ve NATO için “ucuz asker gücü” olarak gördüğü eski Türkiye’yi özlüyor, Akşener ve müttefikleri de bu özlemi gidermek için ülkemizi geriye götürmeye çalışıyor olabilir.
Fakat Türkiye’nin vatanını ve milletini seven samimi insanları böyle bir geriye gidişe izin vermemeli.
Bölgesel güçler dahi silah ve uzay programlarıyla uğraşırken “Bir de başımıza uzay macerası çıktı” diyen zihniyetin “Başörtüsünü yeniden yasaklamayacağız”, “Askeri sanayinin kapısına kilit vurmayacağız” türü vaatlerine Kur’an-ı Kerim’e el basarak yemin etseler dahi inanmamak gerekiyor.