Rejimin seçkinleri de yargılanır!

Rejimin seçkinleri de yargılanır!
Abone Ol

Saklandıkları inlerinden yine başlarını çıkardılar.

Fırsat bulduklarında siyasete ayar vermek sonra da uygun nabzı yakaladıklarında darbe yapmak âdetleri olmuş.

Baktığınızda ülke içinde özel statüye sahipler. Konuştuklarında “iş dünyası” adına söz alıyorlar. Fakat bu ülke için hangi devrimsel-inovatif bir çalışma ortaya koymuşlar? Sormak lazım…

Tek başına Baykar, tüm beyaz Türk iş adamlarının yaptığından daha fazla değer üretti ülke için.

Selçuk Bayraktar, hepsinden daha fazla vergi ödedi. Ülkeye savunma sanayisinde çağ atlattı.

Peki, bu had bilmeyen holding patronları ne yaptı? Montaj yapmakla yetinip kendi zenginliklerini büyüttüler. Siyasete müdahale edip Kemalist kesimin sözcülüğüne soyundular. Yani hem beceriksiz hem müptezel hem de hainler. Hain kelimesini özellikle seçtim.

28 Şubat’taki hainlikleri, darbecilikteki sicillerine işlendi.

Şimdi, yine böyle bir atmosfere özlemle yeni bir deneme yapıyorlar. Acaba buradan bir damar yakalayabilir miyiz diye yokluyorlar.

 

YARGIYA MÜDAHALE KABUL EDİLEMEZ

Konuyu bilmeyenler için özetleyeyim… Sonrasında bu tayfanın neden etkisizleştirilmediğini sorgulayacağım.

Malum Türkiye’nin en zenginlerinden bahsediyorum… Hani şu laik-seküler zenginler… Cumhuriyet kurulurken çoğuna distribütörlük verilerek zengin edilen aileler… Bu sebeple rejimin seçkinleri!

“Beyaz Türk iş adamları” olarak tarif edebileceğimiz tayfa özellikle 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi’nde rol oynayan ana aktörler arasındaydı.

Bunlar siyasete yön vermekten gurur duyarlardı.

Zamanın ana akım medyalarından birine sahip olan iş adamı “Hükûmeti ben kurar, ben yıkarım” deme cüretine bile sahipti. Fakat yalan da değildi. Bir pazar kahvaltısında malum kişiye konuk olarak gelen dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı şahsın rahat kıyafetlerle karşılaması objektiflere yansımıştı. Mesut Yılmaz "grande toilette" bir takım elbiseyle ziyarete gelmişti oysa ki…

Bakınız, bu insanlar 28 Şubat döneminde medya kanallarından her akşam yalan haberler servis ederek toplumu zehirlediler.

Bu ekip, iş adamları dernekleri üzerinden bildiriler yayınlayarak siyaseti ekarte etmeye çalıştı, iktidarı dizayn etmeye kalkıştı.

27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinde askerî bürokrasiyle iş tutan bazı konfederasyonların 28 Şubat sürecinde de darbecilerle kol kola olduğunu herkes biliyor.

Ve bugüne geldiğimizdeyse şimdi de yargıya parmak sallıyorlar.

Ordudan disiplinsizlik nedeniyle uzaklaştırılan teğmenleri işaret ederek ülke atmosferinin ne kadar güvensiz olduğundan dem vuruyorlar.

AK Parti döneminde de zenginliklerine zenginlik katan bu tayfa “ülkece moralimiz bozuk” açıklaması yapıyor ve güncel yargı soruşturmalarını “sorguluyor”.

Adaleti töhmet altında bırakan beyaz Türk iş adamları acaba neyin peşinde?

Soruşturmalar, medet umdukları yurt dışına bağlı-bağımlı kesimlere ulaştığından olabilir; bir tutuşma hâli seziyorum.

Yolsuzluk ve terör soruşturmaları mı rahatsız etti?

Kendi eliyle kızını dağa teslim eden Meclis Üyesi’nin yargı konusu olması mı birilerini telaşa sürükledi?

Turpun büyüğü beklenmekte… Paniğin nedeni bu mu?

Sebebi her ne ise adalete ve milletin iradesine saygı duymak zorundasınız!

Ve beklenen oldu.

Soruşturmaları ve yargı kararlarını eleştiren bu faydasız zenginlere de soruşturma açıldı.

Şimdi ifadelerini versinler bakalım.

28 ŞUBAT’IN “İŞ ADAMLARI AYAĞI” YARGILANMADI

"Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır.” ifadelerini kullanan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, isabetli bir çıkış yaptı.

Bu aşamada şu soruyu sormak lazım.

Bu kesim bu hadsizliği neden tekrarlıyor?

Âdeta pusuda bekliyor ve elverişli zamanı kolluyorlar.

Ülkemiz böyle bir illegaliteyi hak etmiyor.

Bu alışkanlıkların devam etmesinin nedeni; suçun yargılanmaması ve karşılıksız kalmasıdır. Buradan cesaret aldılar.

28 Şubat’ın askerî kanadı yargılandı ama iş adamları, sivil toplum ve medya ayağı yargılanmadı.

Bu dosya bu şekilde tamamlanmadan bu ülkeye rahat vermeyecekler.

Açılan soruşturma umarım bir başlangıç olur.