Reina’dan çıkarılacak dersler ve alınması gereken tedbirler olmalı:
Yılbaşı gecesi Reina’da, yine her zamanki gibi silahsız insanlara yöneltilen toplu vahşet, alçak bir zavallılığın da işareti. Bu hain sabotaj, Türkiye’nin şahsında bütün coğrafyaya yapılan planlı bir saldırı.
Bu terörist saldırı, yine canlarımızı kalleşçe aldı. Kayseri’de askerimize saldıran kukla ile Reina’da vatandaşlarımıza ve turistlere saldıran kukla aynı elden yönetiliyor. Daha önce de Suruç, Ankara Garı, İstanbul havalimanı, Gaziantep, Beşiktaş ve benzer saldırılar oldu. düzenli şekilde ve Şimdi ise saldırılar sıklaştırılıyor. Ne var ki Türkiye bu tertibi, halkın desteği ve oynanan oyunu fark etmesiyle bozacak güçte.
Reina’da yapılan provokatif ve fitne çıkarmaya yönelen vahşi terörist saldırıdan sonra, daha fazla güvenlik önlemi ve istihbarat gerektiği iyice ortaya çıktı Tek bir kişi, elini kolunu sallayarak birkaç defa ateş ederek içeri giriyor. Başımıza gelmedikçe sanki “bana olmaz”, “buraya birşey olmaz”mantığıyla hareket ediyoruz gibi.
Ayrıca, tarihten ve yakın geçmişten ders çıkarabiliyorsak Irak ve Suriye’deki olayların başlangıcındaki gibi mezhep kargaşasını kışkırtmak amacıyla özellikle ve öncelikle Alevi vatandaşlarımıza yapılabilecek saldırılara karşı toplum ve devletin uyanık olması çıkarılması gereken diğer bir ders.
Yıllardır çıkarmaya çalıştıkları Kürt-Türk savaşı halkın basiret ve feraseti ile engelleniyor. Başka ülkelerde bu tezgâh her zaman tutmuştu. Türkiye’den başka hiçbir ülke, bu kadar uzun süren bir gerginliği kaldıramazdı. Ama Türkiye’de insanlar bütün kışkırtmalara rağmen asaletlerini, serinkanlılıklarını ispatlamayadevam ediyorlar.
Bölgede yakın zaman kadar tek güvenli adres olan ve çevresine model oluşturan Türkiye’nin imajına yönelik bir saldırı bu. İnsanlarımızın, birlik ve beraberliğine kasteden ve Türkiye’nin huzuruna yönelen provokatif bir eylem. Reina’da vurmak istedikleri, Türkiye’deki barış ortamı, turizmi, ekonomik ilerleyişi ve hepsinden daha fazlabirlikte yaşama kültürüdür. Hepimiz biliyoruz ki, terörün amacı, tedirginlik, huzursuzluk, güvensizlik ve korku ve ekonomik çöküntü oluşturmak.
Bütün çevremizi, bu ve benzeri terörist saldırılarla hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün Türkiye’nin hedef alınmış olacağının farkında ve bilincinde olmaya davet etmeliyiz. Laik, dindar, Sünni, Alevi, modern veya geleneksel hiç fark etmiyor. Bir gün birine, yarın diğerine yönelen adrese teslim saldırılar, yaraları kaşımak, kafaları karıştırmak ve fitne ortamı oluşturmanın peşinde…
Teröre alışmak onu sıradan görmek bizler için hiçbir zaman aslamümkün değil. Bir Hollywood filminin içerisinde değiliz. Ölümler, yaralanmalar gerçek. Acı düştüğü ocaklarda ciğerlere işliyor. Her saldırı bizi derinden yaralıyor. Dünyanın herhangi bir diğer köşesinde patlayan ve masumlara kasteden bombalar da bizleri aynı şekilde hırpalıyor.
ABD’de, Fransa’da, Belçika’da, Almanya’da da şaşırtıcı şekilde bu tür eylemlerde artış var. Dünya güvenli bir yer olmaktan herkes için çıkmaya başladı sanki veya bu his uyandırılmak isteniyor.
Olayın faillerinin kim olduğu, DAEŞ, PKK veya herhangi bir terör örgütü hiç fark etmiyor. Arkasından hangi terör örgütü, hangi niyet çıkarsa çıksın bu tam bir vahşet… Bu acıyı insanlığa yaşatanları nefretle tel’in ediyoruz. Fakat bazılarının “derhal infaz” alışkanlığı bir anda depreşiveriyor.Fırsattan istifade,ülkede yaşayan ilgili ilgisiz bir diğer görüşü hemencecikhedef halinegetirebiliyorlar bir anda. Bu,tam da terörünulaşmak istediği amaç değil mi?
Terör, genelleme yapılmasını ve kitlevî düşmanlıklar,yargısız infazların ortaya çıkmasını,halk kitlelerinin birbirini suçlamasını ister. Buna alet olan herkes, farkında olarak veya olmayarak terörün bu hedeflerine hizmet etmiş olur. PKK yerine “Kürt” adını koydurmaya çalışmak, aşırı sol bir örgütün eylemlerini her renkten “sol”a yıkmak veya ucuz bir slogana dayanarak bir terör eylemini “dindarlar” üzerine yıkmaya çalışmak, sol guruplara yapılan her saldırıyı “ülkücülere” fatura etmek, hepsi aynı hatalı ve önyargılı bakışın yansımalarıdır.
Toplumların demografisiyle oynamak için işgallerigöze alan küresel güçler, sosyolojiyle ve toplum psikolojisiyle oynamayı iyi bilir. Toplumun her kesimin kanaat önderlerine düşen görev; en provokatif eylemlerde bile toplumu serinkanlılığa davet etmek, kaostanbaşkalarının, huzurdan ise Türkiye’nin ve her kesimin faydalanacağını anlatmaktır.
Bizim inandığımız “barışın dini”ne (silm, İslam) göre, Reina’daki profesyonel katil, tek bir masumu öldürürken bile “yeryüzündeki bütün insanları öldürmüş gibi” (Kur’an, Maide S, 32) ağır bir cürmü işlemiştir.
Bir de,intihar saldırılarının hemen ardından,eylemlerden 10 dakika sonraWhatsApp gruplarına düşen parçalanmış beden görüntülerini servis edenler, terörün istediği tedhiş ve korkuya hizmet ettiklerinin farkındalar mı acaba?
Terörü, farklı bahane ve üsluplarla meşrulaştıranlar, kınayamayanlar, olup bitene bıyık altından gülenler hepsi az ya da çok bu büyük vebalin ve cinnet kanının üzerlerine sıçradıklarını bilmeleri gerekir…