Referansın kadar konuş!

Abone Ol

Emperyalizmin bir paradigma değişikliği yaptığını değil ama bir söylem değişikliği yaptığını kabul edebiliriz. Lakin başta “Emperyalizm” derken tam olarak neyi kastedeceğimize karar vermemiz gerekiyor.

Bir karar vereceksek demek ki bir yerden referans alacağız ve bazı bilgileri kesin doğru; hatta değişmeyecek kadar sabit doğru kabul edeceğiz. Peki hangi bilgi, hangi referans noktası kesin ve değişmez doğrudur. Siyaset mi,bilim mi,ideolojiler mi,kanunlar mı? Hiçbiri değil. Hepsi ve dahası sürekli değişir, sürekli hata yapıp kendini günceller. Bu kötü bir şey değildir çünkü doğası böyledir. Öyleyse biz kendimize kesin doğru olan ve dünyanın sonuna kadar değişmeyecek bir referans noktası bulmalıyız. Evet! İslam!

Emperyalizm nedir? Zalimler kendi arasında dostturlar ve arada bir kavga etmeleri aynı av etrafında toplanmış sırtlan sürüsünün birbirine hırlamasından başka bir şey değildir. Öyleyse küfür tek millettir ve iman dairesinin dışında kalan bütün zalimler emperyalisttir. Buna göre Rusya, ABD, Çin, İsrail, İngiltere, İran, Almanya, Fransa topyekûnemperyalisttir. Gündüz birbirlerine hırlayabilirler ama akşam olunca aynı yatakta uyurlar.

Peki bu emperyalizm paradigma değiştirdi mi? Hayır. Paradigma değiştirmedi ama söylem değiştirdi. Yani artık, demokrasi getirmiyor. “Demokrasi transferi” söylemi yerine terörle mücadele söylemine geçti. Söylem değişti, ama Afganistan’a, Somali’ye, Irak’a yaptığının aynısını yapıyor. Doğrudan saldırıyor, katliam yapıyor, tapu dairelerini yakıyor, demografik yapıyı bozuyor, etnik temizlik yapıyor, suni nüfus transferi yapıyor, mikro milliyetçi gruplar kuruyor ve silahlandırıyor. Marş besteleyerek, mermi vererek, şiir yazarak, web sitesi kurarak ve ağır çekim yapan kameralarla etkileyici klipler çektirerekve tanksavar füze vererek çalışmaya devam ediyorlar. Suriye’ye demokrasi getirmediler mesela bizatihi antidemokratik, doğrudan teolojik yani din hatta daha sofistike mezhep devletçikleri kurmayı planlıyorlar şu anda. Nusayri devleti, Mecusi devleti, ateist devlet, Şii devleti yeni nesil ve eskiyle taban tabana zıt bir strateji yürütürken aslında fiili olarak Roma’dan beri devam ettirdikleri Batı barbarlığını harfiyen uyguluyorlar.

ABD mesela, eskisi gibi içinde onlarca devletin olduğu güya uluslararası koalisyon pozu vermeyi bıraktı.HaşdiŞabi, PKK, Husiler, Şebbihalar, Hizbullah gibi çetelerden bir müttefik tablosu ortaya koydu. 1979’da Brejnev’in emriyle Rusya, Afganistan’a girdiğinde Afganistan iktidarında sözüm ona Marksist bir hükümet vardı. Konu Marksist anlamda ideolojik paydaşlıkla ilgili değildi ama o işin numarasıydı. Numara olmasa gerçek ideallerle ilgili olsaydı Çinliler’in Rusya yanında olması gerekirdi ama öyle olmadı. Bugün ABD’nin en keskin düşmanlarından biri Çin, o günlerde ABD ile birlikte hareket etti. Komünist Çin, sınırına yakın yerlerde, hatta içinde kamplarda eğittikleri savaşçıları komünist Rusya’ya karşı savaştırıyordu.

İşte ABD, Suriye’de Siklon tecrübesiyle hareket ediyor. 1988’de Usame bin Ladin’in liderliğinde El-Kaide kurulduğunda ABD ve İngiltere para, silah, eğitim hatta propaganda desteği veriyordu. Bu operasyonun adı Siklon operasyonuydu. Şimdi Yeni Siklon, Suriye’de yürütülüyor. DAEŞ, PKK ve irili ufaklı onlarca grup doğrudan CIA’den destek alıyor.

Şimdi biz bütün bu gelişmeleri okurken her gün değişen (duruma göre değiştirilen) siyasi bilmem ne dengelerine göre değerlendirirsek harcanabilir, piyon olmaktan öteye geçemeyiz. Allah (cc) ne diyor ona bakmak lazım. Eğer (hâşâ ve kellâ) Allah’tan daha doğru, daha iyi, daha kesin bilgileri olan bir kaynak iddia ediyorsanız kusura bakmayın, biz yokuz dengelerin içinde…