“Irak ve Suriye’de herkesin bir devleti var, bir tane de Kürtler’in devleti olsun…” olsun bunun bir mahsuru yok; mesele bu değil ki… Ayrıca bu cümleyi çok hevesle söylüyorsan sana “Kürtçü” denildiğinde de kızmaca darılmaca yok. Yani hem “Kürtçülük” yapıp hem de “Demokratım, liberalim, İslamcıyım” pelerini savurup toz kaldırmak biraz ayıp oluyor.
Niye “Hayır” diyoruz o zaman? “Diplomatik, olmadı siyasi, olmadı ekonomik, olmadı askeri artık sırasıyla ne gerekiyorsa yapalım; hatta yapacağımızın her ne bedeli olacaksa ödeyelim” noktasına niye geldik?
Bir: “Amerika ‘Hayır’ diyor.” Sebep bu mu? ABD ne söylüyorsa yalan söylüyordur. Bu gün “Hayır” der muhakkak yalandır, sabah olunca “Evet” derse o da muhakkak yalandır. ABD ile ilgili tek bir hakikat vardır; o da ABD’nin ne söylediğine bakılmaksızın kategorik olarak yalancı olduğudur.
İki: “İngiltere ‘Hayır’ diyor.” Allah (cc) dünyanın bütün Müslümanlarını bilmeyerek de olsa Kraliçe ile aynı tarafa düşmekten muhafaza buyursun. İngiltere’nin derdi başka; aklı sıra terazi kuruyor meşhur İngiliz diplomasisi. Ayrıca birinci madde harfiyen İngilizler için de geçerlidir.
Üç: “İsrail ‘Evet’ dediği için, ‘Hayır’ diyoruz.” Hiç alakası yok. Siyonistler’in dediğinin tersini demiş olmanın yan faydası için şükrederiz ama meselemiz bu da değil…
Dört: “Bırakın Barzani bağımsız olsun, ucuza petrol alırız.” Hoş geldin ABD emperyalizmi. Petrol için ülkeleri bölelim yani. Oldu olacak taraflara silah da dağıtıp çatışmaları da destekleyelim; hem uzun süre petrol alırız hem de ucuza gelir, ne dersiniz? Bunu duymamış kabul edelim çünkü bizim tarihimizde böyle şeyler yoktur ve böyle davrananlar için pek iyi şeyler söylemezler.
Türkiye bu referanduma karşı çünkü; Barzani’nin Kürtler’i sürüklediği tuzağın adı: Büyük İsrail haritasının başlangıcı. Türkiye bu referanduma karşı çünkü; bölge tam da emperyalizmin istediği gibi daha küçük parçalara bölünecek ve meydan çetelerin eline kalacak. Türkiye bu referanduma karşı çünkü; meydan çetelerin eline kalınca İsrail ve ABD’nin planladığı nüfus temizliğini yapmak için alan açılmış olacak. Türkiye bu referanduma karşı çünkü; bu planın her yerinden leş gibi İran-İsrail kardeşliği sızıyor.
Barzani düşman mı peki bize? Ne münasebet. Siz “çaresizlikten” deyin, ben “basiretsizlikten” diyeyim her neyse sebebi, artık bir sebepten dolayı hata yapan ve hatasında ısrar eden bir siyasetçi. Bu hatayı söylemek ve izah etmek düşmanlık değildir. Barzani, Pers’in teolojik (din ve mezhebi kullanan) diktatörlüğünün yayılmasının önündeki hem en sağlıklı hem de en etkili engeldir. Barzani’yi düşürmek İran’a yol açmaktır. Ama Barzani bunu kullanarak şantaj yapmaya kalkarsa başka çareler aramaya mecbur kalırız. “Efendim Barzani’yi buna biz mecbur ettik. Gâvurun verdiği tekliften daha iyi teklifi biz verseydik keşke.” Doğru… Doğru ama dediğim gibi, Barzani’nin pozisyonu teklif bekleyen değil, daha çok şantaj yapan pozisyonunda. Meselenin bu tarafını çözmek lazım…