Sosyal medyada sarışın bir bayanın ‘hayır’ kampanyasını neden yaptığına dair müthiş analizleriyle (!) başladı aslında bu süreç. Arkasından bol ‘Evet’li ve bol ‘hayır’lı videolar peşi sıra gündeme tek tek düşmeye başlarken bazı çelişkilerde yaşanmadı değil.
‘İçinde ne yazdığını dahi bilmeden ‘Bende varım’ videosu çekip Saray’a yalakalık yapan futbolcu bozuntularını tanıyın. Görün! Satılmışlar!’ ifadelerini söyleyen CHP’li bir vekilin savaş esnasında hangi devletten yana olacağını açıkladığına dair iddialar hala gündemden düşmezken bu açıklamalar görünürdeki dökülmelerin başında yer alıyor.
Meltem Cumbul’un ‘Hayır’ demesini demokratik hak ve cesur bir adım olarak gören beyinlerin, Arda Turan, Rıdvan Dilmen ve diğer ‘Evet’ paylaşımı yapan ünlülerin bu görüşlerini yalakalık olarak görmesi de ayrı bir basiretsizlik konusu olsa gerek.
‘Seçimlerde her yurttaşın bir oy kullanması ayrı. Anayasa değişikliğinde de Anayasa profesörü ile sade bir yurttaşın bir oy kullanmasının gerekçesi inandırıcı, doyurucu ve gerçekçi midir?’ açıklamaları da eski bir AYM Başkanı’na ait.
Her ne kadar seçimlerde her yurttaşın bir oy kullanması ayrı, diyerek farklı bir demokratik parantez açılmaya çalışılsa da bu süreçte bir manken ile bir anayasa profesörünün de aynı düşünceye sahip olacağı zamanlardan birinin de referandum dönemleri olduğunu görüyoruz.
PKK’nın kurucularından Rıza Altun’un referandumda neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini bir filozof edasıyla anlatırken D. Bahçeli’ye muhalif olduğu söylenen MHP’nin tabanındaki ve tavanındaki ‘hayır’cıların işi daha da zor diye düşünsek de çok da rahatsız olduklarını söylemek zor.
Türkiye’de basın özgürlüğü bulunmuyor diye okyanus ötesinden referanduma etki edeceğini sanan bazılarının Trump’u protesto ettiklerinden dolayı ABD’nin altı gazeteciyi 36 saat alıkoymasına kulak tıkamaları da FETÖ liderinin beni teslim etmeyin diye TRUMP’a mektup yazmasıda asıl dertlerinin ne olduğunugösterecek cinsten.
Barış Atay’ın şu an muhatap alınmamasından olsa gerek ki yayınladığı videonun sonunda ‘Evet’ kampanyasına katılan futbolcuları devran dönünce sizi muhatap almayacağız diye seslenmesi de, Cem Yılmaz’ın Türkiye Cumhuriyeti yazılı ve Atatürk’ün boydan bir resminin olduğu tablonun önünde ‘Ben buradayım’paylaşımı ile partili Cumhurbaşkanlığından yana olmadığını söylemeye çalışması da (Atatürk’ün partili cumhurbaşkanı olduğundan haberdar olmadığı açık) referandum sürecinin renkli olacağını ve dökülmelerin devam edeceğini gösteriyor.
Terör olayları olmadan bu renkli dökülmelerin referandum süresince devam etmesi temennisiyle ben de ‘EVET’ diyorum.