Ramazan’da İslam coğrafyası

Abone Ol

On Bir Ayın Sultanı Ramazan’a nihayet kavuştuk ve önceki gün dünyadaki Müslümanlar’ın hepsiyle olmasa da büyük çoğunluğuyla birlikte ilk orucumuzu tuttuk.

Ramazan geldi fakat İslam coğrafyası acı ve gözyaşı dolu.

İslam ümmeti her yanından kan kaybetmeye devam ediyor.

Türkiye; birliğimize ve bütünlüğümüze, güvenlik ve istikrarımıza kalleşçe eylemlerle saldıran terör örgütlerinin hedefinde.

Allah, şehitlere rahmet etsin ve yaralılara acil şifalar versin.

Bu mübarek ayda ülkemizi terör belasından kurtarmak için canla-başla mücadele eden askerlerimiz ve polislerimiz için dua etmeyi unutmayalım.

Bu yıl da birçok Müslüman Ramazan’ı işgalcilerin, darbecilerin ve diktatörlerin zindanlarında geçirecek.

Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah demir parmaklıklar ardında.

Nefes almanın dahi zor olduğu zindanlara tıka basa doldurulmuş Müslümanlar, kötü koşullarda oruç tutmaya ve teravih namazı kılmaya çalışacak.

Yüzlerce Müslüman evlerinden uzakta mülteci kamplarında kurulan derme çatma çadırlarda iftar ve sahur yapacak.

Halep, Felluce, Taiz ve birçok İslam kenti bombardıman altında.

Baas rejimi ve Rus uçakları masum insanlara ölüm kusuyor.

Müslüman kardeşlerimizin camilerine, hastanelerine ve pazarlarına bomba yağıyor.

Ümmetin kanayan bir başka yarası Gazze Şeridi.

On yılı aşkın bir süredir uygulanan abluka devam ediyor.

Gazze halkı Ramazan’ı krizlerle karşıladı.

Elektrik krizi nedeniyle haziran sıcağında Gazzeliler’e sekiz saat elektrik verilirken ardından sekiz saat elektrik kesintisi uygulanıyor.

Gazze Şeridi’ndeki memurlar, Ramallah’taki hükümet tarafından memur olarak kabul edilmedikleri için maaşlarının ancak yarısını alabiliyorlar.

İşgal ordusunun 2014 yazında yerle bir ettiği binlerce ev hâlâ yeniden inşa edilmeyi bekliyor.

Yanı başımızdaki Suriye’den ve Irak’tan gelen katliam görüntüleri o kadar çok ki maalesef olağan hale geldi.

Rus uçaklarının bir pazaryerini ya da bir hastaneyi vurması sonucu aralarında çocukların da olduğu onlarca insanın hayatını kaybetmesi artık sıradanlaştı.

Irak’ta yaşananlar ise haber dahi olmuyor.

Minareler kenti Felluce’den Irak hükümetinin verdiği güvenceye inanarak kaçan siviller Şii milisler tarafından kötü muameleye, işkenceye maruz kalıyor ve öldürülüyor.

El Haşd El Şaabi milislerinin eline düşenler su yerine idrar içtiklerini anlatıyor.

Daha da kötüsü var.

Bir başkası, “Gözlerimin önünde bir kişiyi öldürdüler ve benden de kanını içmemi istediler.” diyor.

Şu cümleler İstanbul merkezli bağımsız Bağdat İnsan Hakları Merkezi’nin raporundan:

“Irak Birleşik Polis Güçleri ve El Haşd El Şaabi, Felluce’ye bağlı Saklaviyye ve Garma’da geçtiğimiz günlerde kaçırdığı sivilleri boğazından keserek, kurşuna dizerek, yakarak ve diri diri gömerek öldürdü.”

Önceki gün çatışmalardan kaçmak için Fırat Nehri’ni yüzerek ya da el yapımı botlarla geçmeye çalışanlardan ikisi çocuk, biri kadın ve biri yaşlı olmak üzere dört kişi Fırat’ın sularında can verdi.

Ramazan ayı oyun, eğlence ve israf ayı değil oruç, ibadet, infak ve Kur’an ayı.

Her anını bu bilinçle geçirmeli ve İslam coğrafyasının en kısa zamanda huzura kavuşması için dualarımızı daha da yoğunlaştırmalıyız…