Dünya

Polonya ve Çek Cumhuriyeti AB içinde sınır kontrollerinin yenilenmesini kınadı

Çek Cumhurbaşkanı Fiala ile Polonya Başbakanı Tusk, Prag'da dün gerçekleşen basın toplantısında, yeniden uygulamaya konulan sınır kontrollerine karşı duydukları rahatsızlığı dile getirdi.

Abone Ol

Çek Cumhurbaşkanı Petr Fiala ile Polonya Başbakanı Donald Tusk'un, Çek Cumhuriyeti'nin Prag kentinde dün gerçekleştirdiği basın toplantısında, yeniden uygulamaya konulan sınır kontrollerine karşı duydukları rahatsızlığı dile getirdikleri belirtildi.

Almanya ve diğer bazı ülkeler, Schengen Bölgesi içinde sınır kontrollerinin yeniden getirilmesini düzensiz göçü kontrol etme amacıyla gerekli bir önlem olarak nitelendirirken, Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler bu duruma karşı çıkıyor.

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Prag'da Çek mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Birliği içinde uzun süreli sınır kontrollerinin yeniden kurulmasının düzensiz göçü azaltmada etkili olmadığını belirtti. Tusk, AB'nin daha ziyade dış sınırlarını korumaya odaklanması gerektiğini vurguladı.

Son aylarda, Avusturya, Danimarka, Fransa, İtalya, Norveç, Slovenya, İsveç ve Finlandiya gibi birçok AB ülkesi, sınır kontrollerini yeniden uygulamaya koydu. Polonya'nın Belarus ile olan sınırı, 2021’den beri bir göçmen krizine sahne oldu; Varşova, Belarus ve Rusya'yı, göçmenleri Avrupa’ya geçmeye teşvik etmekle suçluyor.

Almanya'nın Eylül ayında tüm kara sınırlarında altı ay süresince geçici kontroller kuracağını duyurması, Tusk tarafından "kabul edilemez" olarak eleştirildi. Polonya hükümeti, rastgele yapılan kontrollerin, Polonya'nın Almanya'da çalışmak için seyahat eden vatandaşları için engeller oluşturduğunu, ancak düzensiz göç akışını engellemediğini savunuyor.

Düzensiz Göçmen Gruplarının Yer Değiştirilmesini de Eleştirdi!

Tusk, ayrıca, Avrupa içinde düzensiz göçmen gruplarının yer değiştirilmesi mekanizmalarını da eleştirdi. Tusk ve Fiala, bu yıl uygulamaya konan AB'nin iltica sistemindeki kapsamlı reformların "yetersiz" olduğunu ifade ettiler. Reformlar, aşırı göç baskısı altında olan hükümetlerin belirli sayıda iltica talebesini yeniden yerleştirmesine olanak tanıyan "zorunlu dayanışma" sistemini içeriyor; Polonya ve Çek Cumhuriyeti, bu durumun kendilerini istemedikleri halde göçmen kabul etmeye zorlayacağını belirtiyor.

Almanya'nın bu reformları onayladıktan sonra sınır kontrollerini artırması, aşırı sağcı ve anti-göçmen partilerin Avrupa ve bölgesel seçimlerde oy kazanmasıyla ortaya çıktı. Bu durum, AB içinde derin bir ayrılığa neden olabilecek potansiyele sahip. Çoğu ülke düzensiz göçle mücadelenin öncelikli bir hedef olduğunu savunsa da, farklı hükümetler bu konudaki çözüm yollarında karşıt görüşlere sahip.

Belçika İçişleri Bakanı Annelies Verlinden, iç sınır kontrollerinin serbest dolaşımı engellememesi adına dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise, ülkesinin sınırları sıkılaştırma kararını düzensiz göçe karşı gerekli bir yanıt olarak nitelendirerek, potansiyel "suçlular ve kaçakçılar" için bu tedbirlerin alındığını belirtti.

Tusk, ülkelerinin blok genelinde göçle başa çıkmak için uzun vadeli bir planı olduğunu ve bunu Cumartesi günü AB meslektaşlarına sunacağını ifade etti.