Polis Akademisi Öğretim üyeleri Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı ile Yrd. Doç. Dr. Deniz Turan tarafından hazırlanan “FETÖ Bağlamında Terör Amaçlı Kullanılan Kamusal Mal ve Hizmetler” raporunun tanıtım toplantısı, gazetelerin Ankara temsilcileri ve köşe yazarlarının katılımıyla Akademinin Gölbaşı Kampüsü’nde gerçekleştirildi.
Teşkilata, son 3 yılda yaklaşık 39 bin yeni polis memuru ve komiser yardımcısı kazandırdıklarını bildiren Çolak, “15 Temmuz’da tüm ülkemizi işgale kalkan FETÖ terör örgütü, öncelikle kurumlarımızı işgal etmeye çalıştı. Polis Akademisi de bunlardan birisiydi. 2014 mayıs ayında göreve geldiğimiz andan itibaren akademideki bu yapılanmanın üzerine gittik ve bu yapıyı Polis Akademisinden temizlemeye çalıştık ve büyük ölçüde başarılı olduk.” ifadelerini kullandı.
Vatanına, milletine bağlı, sivil otoriteye itaatkar, tek amacı vatandaşın hak ve hukukunu korumak olan polis memurları ve amirlerini yetiştirmeye odaklandıklarına işaret eden Çolak, “Şu anda yoğun şekilde alımlar sürüyor. Hali hazırda 2 bin komiser yardımcısı, 7 bin polis memuru adayı eğitim görüyor. Dün yaklaşık bin komiser yardımcısını, geçtiğimiz pazar günü de 9 bin 200 polis memurunu mezun ettik. Şu an 10 bin özel harekat polisi alımımız sürmekte. Önümüzdeki dönemlerde de bakanımız müjdeyi verdi, 10 bin kişilik ilana daha çıkılacak.” diye konuştu.
“FETÖ sorunu, sistemik bir sorundur”
“Kamuya ait birçok mal ve hizmetin terör örgütleri tarafından kullanıldığını, kendilerine finans sağladıklarını gördüklerini” ifade eden Çolak, “FETÖ bunların en önde gelenlerindendi, neredeyse devletin her kurumunda örgütlenmişti ve bunu da kendi çıkarı doğrultusunda aktif bir şekilde kullanıyordu. PKK da özellikle yerel yönetimleri çok aktif bir şekilde kullandı. Bu rapor bu konuyu derinlemesine analiz ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Eğer bu yapı dönüşmez ise bizim demokratikleşmemiz, güvenlik sorunu olan bu tarz örgütlerle mücadelemiz çok zor olacaktır. Bu anlamda eğer sistemde ciddi bir değişim dönüşüm yaşanmazsa bahsettiğimiz sorunların uzun yıllar süreceğini öngörüyorum. Bu değişikliğin de muhakkak anayasal temelli olması gerekiyor çünkü bahsettiğimiz bürokratik vesayet sistemi, her ne kadar 19. yüzyılın başlarına da gitse kurumsallaşması ve yasal zeminde tanımlanması 61 ve 82 anayasalarıyla olmuş ve derinleşmiştir. Eğer bu çerçevede kurulan sistemde radikal bir değişiklik yapmazsak bu sorun uzun yıllar da sürecek gibi görünüyor.”
“Kamuya sabrederek sızmayı başarmışlar”
Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı ise hazırladıkları raporda, FETÖ’nün devleti nasıl ele geçirmeye çalıştığından ziyade, neden bu şekilde davranış sergilediğinin ele alındığını bildirdi.
Çomaklı, “Bu çalışmada gördük ki FETÖ gibi terör örgütleri kamusal mal denilen hizmetlere yönelirken, hali hazırda var olan vergilerle finanse edilen, kurumsallaşmış, teşkilat sorunu yaşamayan ve bu sayede de buraya hükmederlerse her şeye hükmedeceklerini gördüklerinden böyle bir yöntem izleyerek, kamusal mal ve hizmetlere yönelmişler, tabiri caizse dadanmışlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Raporda, FETÖ’nün askeriyeyi, yargıyı neden ele geçirdiğini de araştırdıklarını dile getiren Çomak, “Kamusal mal ve hizmetlere insan kaynağıyla, çok sabırla, bizim 20 yılımızı onlar 20 dakika gibi görerek, sabrederek, buralara insan kaynağı yetiştirerek sızmayı başarmışlar.” ifadelerini kullandı.