Özyönetim ilan eden, hendek terörizmini siyasetleştirip meşru bir zemine çekmek isteyen HDP, başından beri PKK’nın bölgede ki iktidarını sağlayabilmesi adına toplumsal zeminde bir nüfuz alanı oluşturmayı amaçladı.
Tezgah buydu. Ama tutmadı.
Tutmadı çünkü Kürt halkı bunu bozdu. Son iki yıldır hem dışarda hem de içerde ki karanlık ittifaklarla beraber uyguladığı türlü entrikalarla bezeli stratejileri, bir bir elinde patlayan Demirtaş’ın son hendek siyaseti de, bizzat Kürt halkının sert tokat’ı ile bu kez suratında patladı.
Emperyalizmin tetikçisi PKK ve siyasi uzantısı HDP, bölgede başlattıkları hendek terörizm ile halkı sokağa döküp bir iç savaş başlatmayı planlıyordu. Bu karanlık oyunun boyutları öylesine derindi ki uluslararası müdahaleye kadar gidebilecek acı ve ölümcül bir süreç işletilmek istendi. Zira PKK’ya dışardan verilen ihale buydu. Kürt halkının sağduyusu, aklıselim duruşu bu felaketi engelleyen yegane faktör oldu.
Şu sıralar gündemde özyönetim ilan eden HDP’nin kapatılması ve başta Demirtaş olmak üzere bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması var. Genel kanı ve istek, parti kapatılsın, vekiller yargılansın ve mümkünse tutuklansın yönünde.
Bu bir tuzak . Evet bu PKK’nın HDP’nin kurduğu bir tuzak. Neden mi?
Bölge’de estirdiği hendek terörü nedeniyle Kürt halkından büyük tepki alan ve en ufak bir destek alamayan PKK, bunun yerine koyabileceği yeni bir argüman arıyor. Ama henüz bulamadı. Henüz diyorum çünkü şayet HDP kapatılır vekillerde kodese tıkılır, eski terörle mücadele yöntemleri tekrar hortlatılırsa, Kandilin arayıp ta bulamadığı fırsat altın tepside sunulmuş olacak. Çünkü PKK Kürt tabanındaki meşruiyetini yitirdi. HDP ve Demirtaş’ın siyaseti inandırıcılığını kaybetti.
İnanın bana Kürt seçmenin nezdinde Demirtaş’ın zerre hükmü kalmadı. Son anketler bunu net bir şekilde gösteriyor. İşte tam bu noktada daha dikkatli ve akılcı adımlar atılmalı. Artık bir meczup haline gelmiş HDP’yi ve onun Kürt siyasetini 90’lı yılların uygulamaları ile parlatmaya hacet yok. Evet bu vekiller bir Anayasal suç işledi kabul. Bunu onlarda biliyorlar. Bildikleri için bu suçu işliyorlar. Gelin bizi alın diyorlar. Bas bas bağırarak İçeri tıkın diyorlar
Geçmiş bu tecrübeler ile dolu. 1994 yılında antidemokratik bir şekilde apar topar yapılan oylamayla, dokunulmazlıkları kaldırılıp meclis kapsısında polise teslim edilen vekillerin o görüntüsü ,Türkiye’nin bir demokrasi ayıbı olmasının ötesinde, Kürt sorunun ve çatışmaların daha da derinleşmesinde çok önemli bir neden olmuştu.
Ne hükümet ne de devlet kurumları bu tuzağa düşmemeli. Eski devlet politikaları asla bir çözüm olamayacağı gibi bilakis büyük çözümsüzlüklerin nedeni olacaktır. Bugün Türkiye Kürtlerle daha fazla kucaklaşmalı, daha fazla destek vermeli ve PKK’nın zulmünden çekip kurtarmalı. AK Parti hükümeti bu noktada çok etkili adımlar atmalı.
Özgürlükçü bir yeni anayasa reformu ile, PKK’nın etkisini tamamen ortadan kaldırmak, HDP’yi alternatifsiz bir Kürt siyasi hareket olmaktan çıkarmak mümkün. Aksi olan PKK ve Demirtaş’ın tuzağına düşmek anlamına gelir.