PKK medyasında Zana Azadi isimli bir tetikçi, eski yalanlarını yüzüne vurduğumuz halde yalan yazmaya devam ediyor. İşin ilginç yanı bir tarafta PKK medyasında bunlar yazılırken diğer taraftan ise devşirme kişiliklerde bu taraftan algı operasyonu yapıyor.
Zana Azadi aynen şunları yazıyor:
“Nevzat Çiçek’in başında olduğu TİME TÜRK sitesi, tecavüzcü, talancı, İslam ve Kürt düşmanı Vahabi çetelerinin propaganda karargahı.
Nevzat’ın kalem oynattığı Diriliş Postası Gazetesi, gençleri vahabi tuzağına çekme afyonu gibi.
Ne tesadüftür bilinmez ama Semsûr (Adıyaman) şehri en fazla DAİŞ çetelerine gidişin olduğu bir yer. Nevzat Çiçek’te oralıdır.
DAİŞ’e gidişlerin Nevzat Çiçek’in de içinde olduğu MİT ekibinin organizasyonuna bağlı olarak geliştirildiğine net bilgiler var.”
Şimdi eğer bir insanın ar damarı çatlamamışsa, bir insanda karekter varsa, bir insanda adamlığın zekatı varsa mahalle karıları gibi dedikodu etmez, net bilgilerini açıklar.
Diriliş Postası ve Timetürk’ün yayın politikası ortadadır. IŞİD konusunda ne düşündüğümüzü herhalde Türkiye’de en net ortaya koyan bizleriz.
IŞİD’e katılanların en fazla olduğu yer Adıyaman, HDP’nin Diyarbakır mitingine bomba koyan da Adıyamanlı, Nevzat Çiçek de gidip Suriye’de röportajlar yapıyor ve Nevzat Çiçek bunları gönderiyor diyor zavallı.
Zana Azadi farkında değil ama PKK’nın en önemli adamlarından Sabri Ok da Adıyamanlı, bu mantıkla onu da ben PKK’ya göndermiş olabilir miyim… Bu mantıkla en son Kobani’de bombalamayı yapan Kobanilileri de o zaman Azadi mi gönderdi… Suriye’de röportaj yaptığım Ebu Abdullah bugün IŞİD’e karşı savaşıyor… Geçmişte bir röportaj için andıçlama yapanların zekatını anlaşılan bugün bu tipler almış… Bir röportaj yaptı diye “Hain” ilan et.
Azadi önce Fethullahçı Ötükenci olarak bizleri suçladı, o tutmadı şimdi de MİT’çi yaftası yapıştırıyor. Peki ben de desem ki “Ey tetikçi doğru söylüyorsun ben MİT’çi isem sen de benim yardımcınsın, hadi bakalım olmadığını kanıtla” ne yapacaksın, bu kadar mı ucuz kullanışlısın… Al sana çamur at izi kalsın…
PKK medyası içerisinde ne kadar kullanışlı olanların olduğunu bu tiplerden çok güzel anlıyoruz… Türkiye’de bazı derin İslamcıların gönderdikleri bilgilerle bu tip yazılar çıktığını bilmeyecek kadar aptal değiliz… Tehditlerinizin hepsi boş… Oyunun farkındayız ama ne yaparsanız yapın sizing bu ümmettin, AK Parti’nin ve Kürtlerin başına bela olmanıza izin vermeyeceğiz.
Oyunun farkındayız…. Bir taraftan IŞİD bizi hedef gösterecek, bir taraftan PKK medyasında IŞİD’çi olduğumuz yazılacak, bazı tetikçi İslamcılar bizi PKK’lı ilan edecek, bazı polis şefleri geçmişte bizi KCK’dan almak için çalışacak, yetmeyecek birileri bizi Tevhid Selam örgütüne sokacak, İran bizi resmi sitelerinde hedef yapacak… Bütün bunlar olurken bazı tetikçiler sosyal medyada geçmişte yayın hakkını aldığımız bir kitap üzerinden psikolojik savaş yürütecek… Adam olmadığınızı, ucuz tetikçi olduğunuzu, kişiliksiz olduğunuzu ve görevli olduğunuzu biliyoruz… Dürüstlükten bahsedeceksiniz yönettiğiniz ve satmadığınız gazete için aldığınız haram ilan paraları ile başlayın… Patronunuza da söyleyin öyle uçağa binmekle falan da bu haramdan kurtulamazsınız, böyle tetikçilikle de bizi susturamazsınız… Satmadığı gazetenin tirajını yüksek göstererek haram yiyip sonra bizi bir kitap üzerinden vurmaya çalışan zavallıların da haram yediğini isim isim yazıp son sözü söyleteceğiz öyle yağma yok. Tasması başkasının elinde olan ve havlatılanlar unvanında gazetecilik yazan ama gerçekte “Tetikçi ve kullanışlı” olanlara çağrım basit: Ne yazarsanız yazın, ne yaparsanız yapın ne tetikçi olacağız ne de doğru bildiğimizi yazmaktan çekineceğiz.
Son bir soru sorarak bitireyim: Sahi nasıl oluyor bir tarafta PKK medyasındaki yazı, diğer tarafta sosyal medyadaki twitler, bizi PKK’lı ilan edenlerin aynı gün susması… Sahi siz nerenin görevlisisiniz?…