Rakibi yenme isteği, her siyasi parti için meşru bir arzu ve meşru olmanın daha ötesinde gerekli bir motivasyondur da… Ancak CHP-PKK ve İP arasında yaşananların adının “Zillet” olmasının sebebi sırf Erdoğan’dan intikam almak adına çıktıkları yolda hedefleri, dertleri kazanmak değil Erdoğan’ı zayıflatmak. Bu uğurda her şeylerini harcamaya hazır, intikam saplantılı oldukları için bu hallerinin adı Zillet.
Mersin’de yaşanan olay, Türkiye’nin her yerinde kapı arkalarında dönen “Zillet” tezgâhının ipucu mahiyetinde. MHP’den istifa ederek İP’e geçen Burhanettin Kocamaz vardı. Geçen sene 4 Aralık tarihinde Mersin Belediye Başkanı Adayı olacağını açıklamıştı. Ancak baktılar ki Mersin’de HDP ve CHP oyları yüksek ama kazanmak için yetersiz. Karşılarında Cumhur İttifakı’nın MHP’li adayı Hamit Tuna güçlü. İP’li Burhanettin Kocamaz açıklamasında “Seçimi açık ara alacağımız bir durumdayız” diyor ama aslında beklenen oyu %13, en abartılı ihtimalle %15. Hal böyle olunca bu %13 boşa gitmesin, PKK oylarıyla birleşip CHP’ye gitsin diye hesap yaptılar. “Biz çekiliyoruz, PKK ve CHP gelsin, yeter ki Cumhur İttifakı kazanmasın” deseler işler karışır, tezgâh yıkılır.
Ne yaptılar, İP’li Hamit Kocamaz’ın adaylık başvurusunu yapmadılar. 2004 yılında DSP’nin adayı Yılmaz Büyükerşen aynen bu taktikle, AK Parti’ye karşı kıl payı farkla Eskişehir Belediye Başkanı olmuştu. O zaman CHP kendi adayı Aydın Güngör’ün adaylık başvurusunu geciktirmişti. CHP, İP’i aldı karşısına verdi taktiği ve zımnen ittifak kurulmuş oldu. Başvuru olmayınca adaylık açıklanamadı. Sorsan, zinhar ittifak yok ama “İşte kısmet değilmiş aday olmadık, o zaman oylar PKK ve CHP’ye mecburen!..” Şimdi Akşener, PKK ile yol yürümüş olmuyor mu? Bu pis tezgâh, Türkiye’nin her yerinde aynen bu sefihlik haliyle işliyor. Tam da bu yüzden bunların adı Zillet. AK Parti ile MHP arasında da ittifak var. Başından beri her detayıyla açık açık ittifak kurdu iki parti. Şeffaftılar, açıktılar, ne yapacaklarsa söyleyerek yaptılar, ne yapmayacaklarsa onu da söyleyerek yapmadılar…
CHP’nin belediye meclis üyeleri listelerine bakın, hepsinde mutlaka birer, ikişer PKK’lı, DHKP-C li ve MLKP’li var. Her belediyeden bir sandalye Kandil’e ayrılmış durumda. Şimdi CHP’li seçmen, İP’li seçmen bunu görmüyor mu? “Tamam Cumhur İttifakı’nı yenelim, tamam AK Parti’ye karşı zafer kazanalım, ellerinden belediyeleri alalım; ama PKK nedir kardeşim, bu kadar mı manyak olduk, bu kadar mı sınırsız deliler haline geldik” demeyecekler mi?.. CHP’nin belediye kazandığı her il ve ilçede PKK talan edecek oraları, yağmaya çıkacaklar ve bunu kendini “Kemalist” olarak tanımlayanların oylarından aldıkları yetkilerle yapacaklar. İş mi yani şimdi bu, sırf Erdoğan’la rekabet etmek için her belediyeye bir militan sokulur mu? İşte bu yüzden adları zillet İttifakı…