Seçimler sonrası Merkez Bankası ilk faiz kararını yarın saat 14.00’te açıklayacak.
Seçim öncesindeki son kararda faiz sabit tutulmuş, herhangi bir artırım veya azaltım olmamıştı.
Seçim sonrası kurdaki yükselişin yanında bu haftanın başında pazartesi günü Merkez Bankası Başkanı’nın Türkiye Bankalar Birliği ile yapacağı toplantının haftanın son günü olan cumaya ertelenmesi sonucunda yarın açıklanacak faiz kararına kadar borsada hisse temelli hareketlerin olacağını beklemek yerinde olacaktır.
Ayrıca bu gelişmelerle kur yakasında da hareketli bir gün geçecektir ki bu hareketleri iyi takip etmek yatırımdan alınacak verimi yakından ilgilendirecektir.
Gerek Maliye Bakanı’nın kim olacağı gerekse de Merkez Bankası Başkanı’nın ismini hem borsa hem de döviz tarafı ciddi anlamda fiyatladı.
Bu fiyatlamanın sonrasında önümüzde artık devreye sokulacak yeni ekonomi politikalarının neler olacağıyla ilgili fiyatlamaları göreceğimiz günleri bekliyor olacağız.
Bugüne kadar son dönemde yapılan faiz indirimleri toplamda 1000 baz puanı bulmuş durumdadır.
Ekonomistlerin beklentilerine genel olarak baktığımızda politika faizi beklentisinin yüzde 18 ile yüzde 35 gibi geniş bir aralıkta, haftalık reponun ise yüzde 12,5 ile yüzde 30 gibi yine geniş bir aralıkta olduğunu görüyoruz.
Beklentilerin bu kadar geniş bir bantta olmasının tek sebebi faiz artırımının hangi oranda olacağıyla ilgili yetkililerin herhangi bir açıklama yapmamasının yanında izlenecek politikaların net olarak neler olacağının açıklığa kavuşmamış olmasıdır.
Bu bağlamda benim tahminim öncelikle yarınki faiz artırımının yüzde 15 civarında olacağı ve bu orana piyasanın nasıl bir tepki vereceğinin bir sonraki faiz artırımına kadar takip edileceği yönündedir.
Sonraki toplantılarda da Merkez Bankası daha öngörülebilir ve daha şeffaf bir ortam ortaya koyabilmek adına yaklaşık yüzde 5 veya yüzde 6’lık bir artış daha yaparak politika faizini yüzde 20 ile yüzde 21 arasına yükseltecektir.
Yıl boyunca Merkez Bankası çoğu zaman politika faizini yükselterek kimi zamanlarda da politika faizini düşürerek 2023 yılının sonunda politika faizini yüzde 20 ile yüzde 25 aralığında tutacaktır diye tahminde bulunduğumun altını özellikle çizmek istiyorum.
Bu yaklaşımla enflasyon konusunda asla taviz vermeyecek bir yaklaşımla konulara yaklaşırken faizle ilgili de son derece hızlı ve atik bir davranış tarzını benimseyecek bir Merkez Bankası göreceğimizi de şimdiden belirtmenin son derece önemli olduğunu da özellikle vurguluyorum.
Dolayısıyla piyasalar yarın alınacak faiz kararına kilitlenirken bu çizmeye çalıştığım perspektifte konulara yaklaşırlarsa çok ama çok verimli bir şekilde konuya yaklaşmış olurlar.
Kur noktasında da ihracat tarafı da baz alınmak zorunda olduğu için bir düşürme eğilimi değil de piyasaların da her anlamda rahat edebileceği bir aralıkta (kısa periyotta 22 TL – 23 TL bandı uzun periyotta ise 23 TL – 25 TL) yola devam etmesi sağlanmaya çalışılacaktır.
Öngörülebilir ve fiyat istikrarının sağlandığı piyasa ortamının oluşturulma temelinde bir yaklaşım, yarınki karardan beklenen nihai amaçtır.