Özgürlüğe kaçışın ayrıntıları

Abone Ol

Filistinli altı esirin onca güvenlik önlemine rağmen Celbu’ (Gilboa) Cezaevi’nden tünel kazarak kaçmayı başarması İsrail’in güvenlik sisteminin gerçekte abartıldığı kadar güçlü olmadığını gösterdi.

Beşi İslami Cihad ve biri Fetih üyesi esirlerden dördünün özgürlüğe kavuştuktan bir süre sonra yeniden gözaltına alınmış olmaları, esirlerin cezaevinden kaçmayı başardığı ve İsrail’in imajının büyük bir darbe yediği gerçeğini değiştirmiyor.

Ayrıca cezaevinden kaçan esirlerden ikisi henüz yakalanabilmiş değil.

İsrail, esirlerin kaçışının intikamını Gazze Şeridi’ne hava saldırıları düzenleyerek ve zindanlarda tutulan diğer esirleri topluca cezalandırarak almaya kalkıştı.

Ailelerin ve avukatların ziyaretlerinin iptali, cezaevi kantinlerinin kapatılması, esirlerin avluya çıkışlarına izin verilmemesi ve birçok esirin başka yerlere nakledilmesi gibi uygulamalar cezaevlerinde gerginliği yükseltti.

Bu arada, esirlerin tünel kazarak kaçmayı nasıl başardıklarıyla ilgili ayrıntılar da ortaya çıkmaya başladı.

Efsanevi kaçışın mimarı esir Mahmud el-Arıda, her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlamış.

Tüneli metal kaşıklarla, tava kulplarıyla, çaydanlıklarla, tabaklarla ve ahşap parçalarıyla kazmışlar.

Evlerinden ve topraklarından uzaklaştırılan mültecilerin geri dönüş umutlarını ifade eden anahtar gibi kaşık da artık Filistin direnişinin simgelerinden biri haline geldi.

En çok merak edilen, tünelden çıkan toprağın ne yapıldığı ve nasıl gizlendiğiydi.

O sorunun da cevabı belli oldu.

Esirler, Aralık 2020’de başladıkları ve yaklaşık dokuz ay süren kazı boyunca tünelden çıkan toprağı tuvalete dökerek kanalizasyon aracılığıyla dışarı atmışlar.

Yeniden gözaltına alınan esirler, beş gün boyunca Filistinlilerin yaşadığı köylerden geçmişler fakat köylerin içine girmemişler ve köy sakinlerinden herhangi bir yardım talep etmemişler.

İşgal güçlerinin daha sonra köylülere eziyet etmesinden korkmuşlar.

Bölge sakinleri esirlerin o civarda olduğunu gözaltına alınmalarından sonra medyadan öğrenmiş.

Esirlerin varlığından haberleri olsaydı mutlaka onlara yardım ederlerdi.

Örneğin en-Nasıra kentinde yaşayan Filistinliler, esirlerin gözaltına alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemenin önünde “en-Nasıra sizin burada olduğunuzu bilseydi yeryüzünü sümbüllerle donatırdı” şeklinde ifadeler içeren pankartlar açtı.

Esirlerin kaçış sonrası için dışarıdan yardım istemedikleri anlaşılıyor.

Bunun sebebi telefon görüşmelerinin dinlenip planlarının deşifre olmasından duydukları korku olabilir.

Filistinli altı esirin cezaevi güvenliğine fark ettirmeden aylarca tünel kazmaları ve kaçmayı başarmalarının ardından İsrail, benzer bir olayın daha yaşanmaması için Filistinli esirlerin tutulduğu tüm cezaevlerinde tünel araması yaptı ve güvenlik tedbirlerini gözden geçirdi.

Buna karşılık Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, İsrail’le yapılacak olası bir esir takasında önceliğin “Özgürlük Tüneli” kahramanlarına verileceğini duyurdu ve “Yeraltında tünel kazarak kaçmayı başaran esirler bu kez yerin üstünden özgürlüklerine kavuşacaklar” dedi.

Filistinli esirlerin İsrail zindanlarından kurtulmak için tek seçeneklerinin tünel kazmak olmadığını işgalcilere hatırlattı.