CHP büyük bir kaos çukurunun içine düşmüş durumda.
Altılı Masa projesi başarısız olan CHP, lider değişikliğiyle moral arayışına girdi ve fakat bunda da umduğunu bulamadı.
Ortaya çıkan tablo; tüm motivasyonsuzluk, başarısızlık hissini toparlamaya ve umut vermeye, parti içi kavgaları önlemeye yetmiyor. Yetmeyince de kaos dalga dalga daha da büyüyor.
Özgür Özel, sinerji oluşturamadı.
‘Düşük profilli genel başkan’ izlenimi veren Özgür Özel, CHP tabanında ‘lider’ hissine karşılık gelen bir etkiyi yansıtamadı.
Özgür Özel’in hitabeti, ses tonu-tonlaması, duruşu-beden dili ve enerjisi ‘siyasi liderlik’ için yeterli değil. Bunun yanında parti içinde karar verme mekanizmalarında etkin bir güç konumuna oturamadı. Özgür Özel’in konuşmalarını dinlediğinizde özgül ağırlığından yoksun olduğunu görürsünüz. Ne argüman var ne de bir kararlılık ifadesi. Çok derin savrulmalar var. Genel seçmenin hiç hazzetmediği pozisyonlar söz konusu.
Vasat siyasetçi profili…
Baktığınız zaman başka partilerden yüzlerce değil, binlerce benzer kişi bulabilirsiniz hiç zorlanmadan.
Yani demem o ki; CHP tarihî bir hata yapmıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu bitmek bilmeyen yenilgilerinden dolayı saf dışı ettiler ama yerine daha düşük bir profil getirdiler.
CHP, lider profilinde nedense hep daha aşağı seyrediyor…
İsmet İnönü’den Deniz Baykal’a ve şimdi de Özgür Özel’e doğru bir düşünün bakalım. Yanlış mı söylüyorum?
KAVGA BİTMİYOR
CHP’de kavga büyük!
Hem de tahminlerin ötesinde.
Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu küs, konuşmuyor.
İmamoğlu-Özel ilişkisinde ise aday belirleme süreci çok sancılı geçiyor.
İmamoğlu’nun baskın tavrı rahatsız ediyor.
CHP içinde en garanti il ve ilçelerde bile tartışma büyük ve aday konusunda karar vermekte çok geç kalıyorlar.
Parti içindeki bölünmüşlük ve tarafgirlik, “en ballı” yerleri kapma mücadelesi getiriyor.
Özgür Özel’in, genel başkanlık koltuğunu dolduramayışı nedeniyle bu kavgaları bitirme şansı yok.
Oysa Özel’in, maksimum göreve geldikten bir ay sonra parti içini toparlaması beklenirdi.
Olmadı, olmayacak.
Kavga ve çok başlılık daha da büyüyecek.
Sonra birbirlerini faş etmeye başlayacaklar.
Diğer partiler için şenlikli bir dönem yaşanıyor diyebiliriz.
İMAMOĞLU’NUN GERGİN VE ŞIMARIKÇA TAVIRLARI
İmamoğlu’nun ölçüsüz öz güveni başına dert olmaya başladı.
Belediye başkanlığındaki başarısızlığı bir şekilde kendisine yansıtıldığında gerginleşiyor ve agresif çıkışlar yapıyor.
Sempatik ve güler yüzlü tavrı gidiyor, maske iniyor ve zengin-şımarık patron kılığında karşısında kim varsa azar çekmeye girişiyor.
İmamoğlu kontrolü kaybetti. Ruh hâli çok dalgalı…
Bunun en net hâlini bir TV programında ortaya koydu. Gazetecinin işini yapma şeklini eleştiren İmamoğlu, kadın gazeteciye kameralar önünde azar çekti.
Oysa konuk olan siyasinin haddi değildir moderatöre iş öğretmek! Beğenmiyorsan bir daha yayınına çıkmazsın olur, biter. Ama bu kadarla kalmadı ve çok seviyesiz bir ortam oluştu.
İmamoğlu’nun CHP içinde de kredisi giderek düşmekte.
Halk zaten yaka silkiyor.
İstanbul için işine odaklanmayan, hizmet üretmeyen, sadece edebiyat yapan bir siyasetçi çok sıkıcı olmaya başladı.
Bahane siyaseti de bir yere kadar iş görüyor vesselam.