Milletinin birlik ve beraberliğinden ayrılanın hiçbir dileği gerçekleşmez. Bir millet birliğini yitirmişse, o milleti meydana getiren bireyler de gelecekle ilgili hayal ve arzularından vazgeçmek zorundadırlar.
Vatanı değerli kılan unsurların en önemlisi millettir. Eğer bir millet birliğini koruyamazsa tarih sahnesinden silinir. Vatan ve millet sevgisi ayrılmaz bir bütündür. Tabii ki hür olmayan milletlerin vatanlarının olması da düşünülemez. Vatan toprakları, milletlerin sahip olduğu en büyük güç ve dayanaklardandır. Vatanda birlik ve beraberlik içinde, hür olarak yaşamak ecdadımızın tarih boyunca benimsediği en büyük düstur olmuştur. Bu düstur hala bütün canlılığı ile devam ediyor.
Düşman dün olduğu gibi bugünde sadece ve sadece çıkar peşinde, sömürme arayışında ve çıkar avında sadece oyunun kurallarını değiştirmiş durumdalar. Önceleri bizzat saldırır iken şimdilerde eli kanlı, zihni bulanık, çıkar derdinde olan, nefes alıp veren zombiler ile saldırıyor. Bunu gerekçe göstererek adalet, barış, huzur, demokrasi getireceği iddiası ile öldürücü darbeler vuruyor.
Küresel çete zulmünü, gadrini, tecavüzünü, perdesiz, engel tanımadan, pervasızca, açıktan açığa ve bütün dünyanın gözünün içine baka baka icra ediyor. Saklandığını sanıyor ama artık bunu eskiden başardığı gibi başaramıyor. Gerçekleri çarpıtarak korkunç bir algı operasyonları ile kendini ve emellerini gölgelemek istiyor ama asla bunda başarılı olamıyor. Çünkü o kadar pis kokuyor ki çürümüş niyetleri ne kadar gizlenirse gizlensin dökülmeye devam ediyor ortalığa.
Türkiye mazlumların sesi olmaya devam ettiği sürece ve bütün maskeleri alaşağı etme azmini kaybetmediği sürece saldırılar artarak devam edecek.
Türkiye dünya muvazenesindeki yerini gerçek manada almayı başardığı gün bu kâbus dinecek, yakarışlar son bulacak. Ne var ki bütün bu felaketler, alçaklıklar, bir taraftan birer yılan gibi bizi zehirlerken, canımızı yakarken, bizi kahrederken diğer taraftan da İslam dünyasının uyanmasına sebep oluyor.
Birbirini tanımayan fertler, kendileri gibi kimselerin varlıklarını hissedecekler ve hemen herkes içtimaî bir varlık olduğunu yeniden bir kere daha anlayacak.
Kenetlenme zamanıdır. İslam’ın barış ve huzur nizamı olduğunu bütün dünyaya Anadolu toprağından gösterme zamanıdır.
Her kurbanda biraz daha Tanrı olduğunu düşleyen, her kurbanda biraz daha kendini beğenen, Tanrılarına kendini beğendirme derdinde küfür. Kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, sanatıyla, sinemasıyla, müziği ile edebiyatı ile milletler birliği, planları, oyunları, entrikaları, silah sanayi, ilaç sanayi ile kukla liderleri ile saldırıyor ve saldırmaya devam edecek.
Her ruhun ölümünün bir kazanç olduğuna inanan, zıvanadan çıkmış şeytandan bile daha azgın, daha korkunç, daha acımasız arzularını din haline getirmiş küresel çete.
Ortak kaderi taşımak için hepimiz fedakârlık yapacağız. Birbirimize destek olup bu çağ yangınını söndüreceğiz.
Dişidir toprak doğurur yiğitlerini. Yiğitler bırakmaz hiçbir zaman kahreden saltanatıyla küfrü. Koymaz mazlumun kanayan gözyaşını yerde.
Penceremize ilkbahar sağanakları düşecek, rahmet düşecek elbet.
İnsanlık vicdanı at koşturacak yine temiz ovalarda. Alnı pür, tertemiz evlatlar yine sokaklarında huzurla oynayacak Ortadoğu’nun. Dinecek acı.
Bütün acılara inat, kahreden düşmanlığa, işgale, merhametsizliğe, hoyratlığa inat yine kavuşacak nisan yağmurlarına kadim topraklar.
Cömert yıldızların altında sevdalanacak yine gönüller.
Aşkı da öldüremezler ya.