Gündem

“Oslo”da aslında ne oldu?

Abone Ol

Muhammed Şimşek

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini, darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, eski MİT Müsteşarı Taner’i dinledi.

Komisyona bilgi veren Taner, Oslo sürecinde Kürt meselesinin yabancı güçler tarafından oyuncak edileceğini gördüklerini ve bunun önlenmesi için devreye girildiğini ifade etti.  

“Biz Oslo sürecine yabancılar Kürt meselesini oyuncak yapmasın diye girdik. Oslo ihanet değildir” diyen eski MİT Müsteşarı Emre Taner, komisyona Ne kadar yabancı servis varsa hepsi PKK ile iç içe, istedikleri gibi alıp veriyorlar, Türkiye kenardan izliyor. ‘Olmaz, devreye girmeliyiz, biz başbaşa kalmalıyız bu grupla’ dedim. Yabancıların niyeti başkaydı; uluslararası bir konferansa götürmek istiyorlardı konuyu. Çok taraflı, yanlı bir konferansla Kürt meselesini aleyhimize hallettirmek istiyorlardı. Oslo ihanet değildir, bunu söyleyenler yanılır. Oslo bir kanın durdurulması için yapılmış bir hadisedir” şeklinde konuştu.

Türkiye’de çözümün olmasını istemeyen odakların Oslo görüşmelerini sabote ettiğini belirten Taner, Çözüm Süreci Habur’da tıkandı. Habur da ihanet değildir. Cemaat, çözüm sürecinin mevcut hükümet eliyle başarılmasından rahatsızdı.Sürecin bozulmasında FETÖ’cü polislerin rolü vardır. Habur’da bu iş boğuldu.Bu sürecin işlemesini istemeyen iç ve dış mihraklar bu boğulmada aktif rol aldılar. Habur doğru başladı, yanlışa döndü dedi.

15 Temmuz ikinci bir kalkışma ihtimali sorusuna “FETÖ’nün boyu kısa kalır” sözleriyle cevap veren Emre Taner 15 Temmuz sadece FETÖ’nun ve grubunun anlayışıyla realize edilmiş faaliyet olamaz; İkinci, üçüncü, dördüncü darbeden endişe ediliyorsa FETÖ’nun boyu çok kısa kalır. Arkasındaki ortak aklın, küresel aklın gözardı edilmemesi gerekir. Şiddetli bir kalkışma, çok şiddetli tedbirlerle engellenir” ifadelerini kullandı.

Taner’in aynı soruya bir başka cevabı ise “Darbe işinden sonra başarısızlık olursa ondan sonra suikast gelir. Tek enstrüman budur. Darbe zor iş, kolektif güç gerekir. Suikastlere dikkat etmek gerekir. Bu benim mesleki birikimim ile söylediğim bir şey. Hiç bir bilgiye dayalı değil” şeklinde oldu.

Meclis Araştırma Komisyonu bilgilendiren bir başka isim 1999’da FETÖ ile ilgili ilk resmi raporu hazırlayan dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’dı. FETÖ’yü “Çağdaş Frankestein” olarak tanımlayan Saral, raporun ortaya çıkmasıyla birçok sorunla karşılaştıklarını, hazırlanan 90 sayfalık rapor doğrultusunda karşılarına, kendini dini söylem ve motiflerle kamufle eden sosyal, eğitsel görünümlü olmakla birlikte çok geniş siyasi hedefleri bulunan, yalancı, kindar ve o nispette de cahil olan ama gerektiğinde kendini ilim sahibi gösterme becerisine sahip son derece tehlikeli birinin çıktığını söyledi.

Açık faaliyet gizli hedef üzerine kurgulanmış bir yapı ile karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Saral, “Son derece karanlık bu hareket vakit geçirilmeksizin deşifre edilmeli, tüm halkımız uyarılmalıydı” dedi.

FETÖ ve kendisine bağlı grubun 2000 yıllarında ülkeyi tepeden ele geçirmek istediğinin altını çizen Saral, “Dönemin Genelkurmay Başkanlığı Plan Prensipler Daire Başkanı Korgeneral Reşat Turgut ile sohbet sırasında, hazırladığımız raporun çok işlerine yaradığını belitti. ‘Paşam bizim hiç işimize yaramadı, sizin işinize nasıl yaradı’ diye sorduğumda ise ‘Eğer o rapor elimizde olmasaydı Ecevit bize Fetullah’ın cumhurbaşkanlığını dayatacaktı’ dedi. ‘Paşam bu nasıl söz, bu adam ilkokul mezunu bile değil, Ecevit bunu nasıl teklif edecekti cumhurbaşkanlığına’ diye sorduğumda ise ‘Onlar kolay halledilecek işlerdir’ cevabını verdi” diye konuştu.

Komisyona bilgi veren bir diğer isim ise Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Arif Çetin oldu. Çetin, 15 Temmuz gecesi jandarma Özel Harekat Timleriyle kritik operasyonlarla darbenin durdurulmasında kilit rol üstlendi.

Darbe gecesi Jandarma Genel Komutanlığı Karargâhını ele geçirenlerin sadece orada görev yapanlar olmadığını belirten Çetin “Nizamiyenin yanında ölü ele geçirilen bir binbaşı bizim karargâhtan değildi. Paralel yapının içinde kimlerin olduğunu sonraki günlerde hep birlikte öğrendik, şaşırdığım kişiler de oldu” dedi.

Korgeneral Çetin, Jandarma Genel Komutanlığına kendisinden önce ulaşan 4 albaydan ikisinin içeriden açılan ateşle yaralandığını, diğer 2 albayla yakınlardaki bir cami duvarının arkasında bir süre harekâtı yönettiklerini anlatarak, “Cami imamının lojmanında olduğunu anladıktan sonra kapıyı açmasını istedik. Önce bizi darbeci zannedip eve almak istemedi. İmam lojmanının salonundan harekâtı sevk ve idare ettik” diye konuştu.