Ortadoğu, Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Osmanlı devletinden ayrıldıktan sonra hiçbir zaman huzur ve güven yüzü görmedi.
Darbelerle, felaketlerle, iç savaşlarla ya da kargaşalıklarla her zaman dünyanın gündeminde oldu ve hâlâ da olmaya devam ediyor.
Son onlu yıllarda Yemen’den Tunus’a kadar yaşanan olaylar zinciri bölgenin siyasi, sosyal ve iktisadi yapısını altüst etmiş durumdadır.
Küresel çağdaş güçler kendilerinin doğrudan yapamadıkları tahribatları, ince ayrıntılarını dahi düşünerek kurdurdukları terör örgütleri ile hayata geçirdiler; doğu ülkelerini ve toplumlarını mahvettiler.
Bu hengamede dünya El-Kaide ve DAEŞ gibi Müslüman görünümlü fakat Müslümanları kesen doğrayan ve onların kültürel mimari eserlerini yerle bir eden canavar örgütlerle tanıştı.
Kelime-i şehadet getiren, sakallı, cübbeli, Allahü ekber diyen fakat elinde kılıç zevkle kelle koparan, vahşice insanları katleden “Müslüman tipi” insanların zihnine kazındı.
Vahşi Müslüman… Barbar Doğu… Kan içen vampirler… Medeniyet yoksunları vb. Zihinlere nakşedilen hep bunlar oldu.
İşlevini gören terör örgütleri, onları kuranlar tarafından ilk önce liderleri öldürülerek ortadan kaldırıldı ve yeni planları hayata koymaya devam ettiler.
Bu kapsamda dünya 2010 yılı Temmuz ayında El-Kaide liderinin öldürüldüğünü duyunca rahat bir nefes aldı. Çünkü El-Kaide terör örgütü bahanesiyle küresel güçlerin Ortadoğu’da yapmadıkları fecaat kalmamıştı.
Fakat bu sevinç çok kısa sürdü; az sonra öncekinden daha kanlı fakat onun içinden doğan DAEŞ denen kanlı bir örgüt ortaya çıktı.
Bu örgütün yaptıkları kan dondurucudur; açtığı yaraların ve yaptığı tahribatların henüz tam anlamıyla ne boyutunu ve ne de derinliğini öğrenme imkânı vardır. Fakat her şey korkunçtur.
Trump ve devlette görev almış Amerikalılar’a göre aynı el-KAİDE gibi DAEŞ’i kuran da Amerika’dır.
Birkaç gün önce aldığımız habere göre DAEŞ’in lideri de ortadan kaldırıldı ve o da denizin dibine gömüldü.
Elbette dünya buna çok sevindi. Fakat küresel güçlerin daha önceki planları ve hareketlerine bakılırsa önümüzdeki zaman dilimleri hem Ortadoğu ve hem de dünya için pek de huzurlu olmayacağa benzemektedir.
Suriye’de kronikleşen iç kargaşa, Irak, Lübnan, Mısır, Yemen, diğer ülkelerdeki olaylar ve siyasi hareketlenmeler hiç de iç açıcı değildir. Tam da bu dönemde DAEŞ liderinin ortadan kaldırılması iyi analiz edilmelidir.
İşlevi biten bu terör örgütü yerine, daha kanlı bir örgüt mü ortaya çıkacaktır?
Ortadoğu kaynamaktadır. Irak, Suriye, Libya, Mısır, Yemen, Filistin ve Lübnan gibi Ortadoğu ülkelerinde hayat felç olmuştur.
Amerika’nın, Rusya’nın ve batının bir asırdır hiç görülmedik derecede Ortadoğu’ya yerleşmeleri, terör ile içli dışlı olmaları, DAEŞ’in çökertilmesi, Suriye başta olmak üzere bölge ülkelerindeki kanayan yaralar, artık Ortadoğu’da yeni bi dönemin başladığını göstermektedir.