Sosyal Medya, adalet kurumlarından biri haline getiriliyor. Bu bir plan dahilinde kasten mi yapılıyor bilmiyorum. Devletin kasten yaptığına inanmıyorum ama bütün belirtiler sanki kasten yapıldığını gösteriyor: Bir suçlu, kadın döven bir barbar, hayvanlara eziyet eden bir ruhsuz, çocuklara taciz eden bir sapık önce serbest bırakılıyor. Sonra sosyal medyada tepki büyürse serbest bırakılan tekrar göz altına alınıyor bu sefer tutuklanıyor. Twitter bir tür ortaçağdan kalma arena gibi çalışıyor. Eğer kalabalıklar baş parmağını aşağıya doğru indirip “öldür öldür öldür” diye bağırırlarsa yetkili savcılar ve hakimler işlem yapıyorlar. Niye saldınız bu adamı sorsunun cevabı hep aynı; Ceza davalarının arka kapısı olan Adli Kontrol. Kalabalıkların baş parmağı yukarı doğru olursa işlem yapılmıyor. Hani kanun, hani ilke? Sisteme olan inancı zedeleyen bir hal bu. Bu gelişen durumun düzeltilmesinden mesul olan üç kurum var; Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve elbette Meclis. Belki Meclis ilk sorumlu bile olabilir. Bu konuda kanun çalışmalı Meclis. Bu gidiş gidiş değil.
Sosyal Medya’da olmak düşmanın silahıyla silahlanmak mı? “Düşmanın silahıyla silahlanmak” nedir iyi anlamak lazım. Füzelerine karşı füze, uçaklarına karşı uçak yapmaksa el hak doğru.
Ama sanki bu zamanda yanlış anlaşılıyor yahut kasten yanlış anlatılıyor. “Onların trolleri var bizim de olsun” dediğimiz anda düşmanın silahıyla silahlanmış olmuyor düşmana dönüşmüş oluyoruz. Şerefinden bir parça söküp bize atıyor mermi olarak ve sonunda şerefsize dönüşüyor. Şimdi biz de “Düşmanın silahıyla silahlanmak” adına şerefimizi mi söküp atacağız? Böyle yapınca biz de aynı onun gibi şerefsiz oluyoruz işte. Namusunu, haysiyetini, ahiretini, kişiliğini mermi olarak atıyor üzerimize. Biz de ise aksine bunlar harcanmaz korunur. “Düşmanın silahıyla silahlanmak” adına aynı düşman gibi davranan insan trajik bir sapmaya girmiştir. İnsan niye savaşır? Düşmana dönüşmemek, kendi olma hürriyetini, tarihini ve haysiyetli korumak için, Allah rızası için. O halde “Düşmanın silahıyla silahlanmak” adına düşmana dönüşen adam hala niye savaşıyor? Trajedi tarafı burası işte. Birisi “Durun siz kardeşsiniz, artık savaşmayın çünkü siz aynısınız” derse ne cevap verilir?
Elbette sosyal medyada olalım, elbette meydanı boş bırakmayalım ama bütün bunların yanında alan tanımını bizim yapmamız gerekiyor. Başkasının tanımladığı alanda ne kadar etkin olursak olalım son tahlilde ona çalışmış oluyoruz.