Gündem

‘Onlara, ekmeksiz yaşanır ama vatansız yaşanmaz dedim’

Abone Ol

Kamyonla Taksim’e çıkan Şerife Boz, “Tekbir, salavat getirerek araca bindim. Sokağa çıktığımda ekmek almaya giden, kuyruğa giren insanları gördüm ve kızdım. Onlara, ‘Ekmeksiz yaşanır ama vatansız yaşanmaz’ dedim. Bir anda aracın kasası ve her yeri doldu.” dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin önlenmesinde büyük katkı sağlayan Şerife Boz, Mehmet Şükrü Kıntaş ile Doktor Sezai Çelik, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı.

Gençlik ve Spor Bakanlığının “Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar” projesi kapsamında Kağıthane Belediyesi Gültepe Kültür Merkezinde düzenlenen program, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Programda kumdan resimler çizen sanatçı Veysel Çelikdemir, “15 Temmuz” temalı gösteri sundu.

Taksim Meydanı’ndaki darbe karşıtı gösterilere hafriyat kamyonuyla gelen ve protestoların simgelerinden biri olan Şerife Boz, eşine ait kamyonu kullanmaya nasıl karar verdiğine ilişkin şunları söyledi:

“Darbeye dur demek için kalabalık olmak gerekiyor diye düşündüm. Komşumu, çocuklarımı alarak yola çıktım. Kamyon sürmeyi biliyordum ancak şehir içinde hiç sürmemiştim. Tekbir, salavat getirerek araca bindim. Sokağa çıktığımda ekmek almaya giden, kuyruğa giren insanları gördüm ve kızdım. Onlara, ‘Ekmeksiz yaşanır ama vatansız yaşanmaz’ dedim. Bir anda aracın kasası ve her yeri doldu.” diye konuştu.

“O gece bir milletin devleştiği gecedir”

15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki darbeci askerlerin kurşunlarıyla vurulanlara ilk tıbbi müdahaleyi yaparak, birçok insanın hayatını kurtaran Doktor Sezai Çelik de Ümraniye’deki evinden köprüye kadar yürüyerek gittiğini belirterek, darbecilerin izin vermemesi nedeniyle gece 02.30’a kadar yaralıları almak için ambulansların hareket edemediğini aktardı.

Havalimanı’na giden tankların egzozlarını tıkayarak durduran Mehmet Şükrü Kıntaş da Başakşehir’deki evinden arkadaşlarıyla havalimanına doğru yola çıktıklarını ve tankları gördüklerini belirterek, şunları anlattı:

“Tankları nasıl durduracağımızı bilmiyorduk. O an düşünürken bunu kalabalığın içinden ilahi bir ses duyduk. Sonrasında arkadaşlarımızla bu sesin kim olduğunu da araştırdık ama bulamadık. O gece, o ses bize tankları nasıl durduracağımızı söyledi. Kalabalığın içinden bir ses, ‘tankların egzozunu tıkayın’ dedi. Arkadaşımla birlikte üzerimizdeki elbiselerimizi çıkarıp tankların egzozlarını tıkamaya başladık. Elimize ne geçtiyse egzoza soktuk. Aradan 2 dakika geçti tanklar stop etti. Duman içeri girince darbeci askerler kapakları açtı. Onları teslim aldık.”