‘Öngörülü proje’ olarak şehir hastaneleri

Abone Ol

‘Öngörülü proje’ olarak şehir hastaneleri 

Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüs ile mücadelede “her ülke kendi kararını vermeli” dedi.

Pek çok ülke sıkı veya gevşek bir şekilde mücadele ediyor. Fakat İngiltere mücadeleyi reddetti. Bu reddediş İngiltere vatandaşları için adeta bir cinayet kararı.

İngiltere Başbakanı yaptığı açıklamada, hasta olanların hemen hastaneye koşmamalarını, bir hafta evde beklemeleri gerektiğini söyledi. Ayrıca yaşlı olanların ise evde kalmalarını ve hastalıkla mücadeleye evde devam etmelerini salık verdi.

Bu politikayı yorumlamak gerekirse; İngiltere yaşlıları gözden çıkardı. Orta yaş, gençler ve çocukları ise hastalıkla mücadelede bireysel savunma mekanizmalarının başarısına bırakıyor. Hastalığı

yenebilen geçirecek, başarısız olan hayatını kaybedecek. Bu anlayış, sosyal Darvinizm ile gayet uyumlu bir tutum. Doğal seleksiyon gereği güçlü olan hayatta kalır, güçsüz olan ise hayat sahnesinden çekilir.

Hayata bakış felsefeleri böyle olduğu için bu salgın kapsamında, devlet olarak çaba sarf etmeyi ve para harcamayı gereksiz buluyorlar. Diğer taraftan da İngiltere’nin bu salgınla mücadelede yeterli bir sağlık alt yapısı da bulunmamakta.

İngiltere’deki uzmanlar güncel durumu şöyle özetliyor; Yeterli ekipman yok. Personel yok. Ağrı kesici ilaçlar 24 saatte bitebilir.

İtalya’ya bakalım. İtalya gevşek ve tedbirsiz politikaların bedelini ödüyor ve şu sıralar yardım çağrılarına Türkiye dışında hiçbir ülke cevap vermiyor.

Koronavirüs ile mücadele eden bilim kurulu üyesi Ateş Kara, “İtalya’nın tıbbi malzeme ve maske isteğine Türkiye bu anlamda ciddi destek veriyor” dedi. Peki ABD’de sağlık sektörü ne durumda?

“ABD’de her şey ücrete tâbi” dersek yanlış söylemiş olmayız.

ABD’de 60 milyon sigortasız insan var. ABD’de ücretsiz Kovid-19 testi yok. Sigortanız varsa $600 ödemelisiniz. Trump ücretsiz test için yasa çıkarılmasına destek vereceğini açıkladı! Şaka değil, gerçek. ABD bu durumda. Şimdi Avrupa ülkeleri, ABD ve Türkiye arasında bir kıyas yapmak için ülkemizin durumuna bakalım. Türkiye’nin görece olarak en ileri olduğu kamusal hizmet alanı; sağlık.

Koronavirüs şüphesi olan vatandaş, ücretsiz olarak yaygın bir şekilde organize edilmiş testlere kolaylıkla ulaşabiliyor.

Sağlık sigorta sistemi herkesi kapsıyor. Yatak kapasitemiz iyi seviyede. İlaçlarda sıkıntı yok, fiyat kontrolü var. Sağlık sektöründeki insan potansiyeli, iyi yetişmiş. Türkiye, görüldüğü üzere AB ve ABD’nin çok önünde.

Türkiye’de sağlık alanını yöneten siyasetçi, bürokrat ve çalışanlarında panik yok, önlem var. Profesyonel anlamda süreci yöneten yetkililer üç ayı geçen mücadele sürecinde dünya çapında bir

örneklik sergilediler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır vatandaş için en kaliteli ve en konforlu sağlık hizmetini ülkeye yaymak için ciddi bir performans ortaya koydu ve başardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık

vizyonu Türkiye’yi bugünlere getirdi ve yarını inşa etmek için proje üretmeye devam ediyor.

Günümüz dünyasında salgın hastalıklar veya kitlesel sağlık sorunları olası sağlık konularından biridir. İşte o nedenle büyük hastaneler ve sağlık kompleksleri, sağlık alanını önceleyen ülkeler için birinci sırada önem arz eder.

Ülkemizde inşa edilen Şehir Hastaneleri bu açıdan çok kıymetli projeler olarak sağlık alanında hizmete başlatılmışlardır.

Siz bakmayın! Şehir Hastaneleri projesini “isabetsiz” görüp, çöp olarak niteleyen bazı muhalif partilerin söylemlerine… Onların gittiği yol, yol değil. Onlar şu sıralar Küba’yı övmekle meşguller, sağlık yorumlarında realite nâmevcut.