Herkesin kendine göre anlamlandırdığı elbette bir vatan anlayışı vardır.
Ben “Vatan” denilince “Sırat-ı Müstakim” üzere olmak anlarım…
“Sırat-ı Müstakim” Kur’ani bir kavramdır. Sırat yol demektir.
Müstakim ise istikam edilmiş/güvenliği sağlanmış anlamına gelir…
İnsanın sıratı/yolu, hem enfüsunda/içinde, hemde, afakta/dışta müstakim olmalıdır.
Enfüsunda müstakim bir yol (sırat-ı müstakim) sahibi olmayanların, doğru bir istikamet üzerinde, doğru düşünüp, doğru bir karar vermelerine bir imkân yoktur.
Müstakim bir gönül, sıratı müstakim üzere olan bir akıl için bir vatandır. Aklın vatanı, kalbi/gönlü olduğu gibi nefsi de olabilir.
Kalp vatan olarak akla sırat-ı müstakimdir/güvenli kılınmış yoldur. Nefsi kendisine vatan edinmiş olan aklın bir sırat-ı müstakimi olmaz.
Afakta/dışta da İnsan, akla tekabül eder, kalp de Vatana.
Vatanı olmayan İnsanın, bir sırat-ı müstakimi/güvenle istikam edilmiş bir yolu yoktur.
Vatansız insanın, sıratı müstakim üzere bir düşünce üretmesi mümkün değildir.
İnsanın kabul ve retleri, evet ve hayırları, kalbi ile vatanı ile örtüşmelidir.
“Önce Vatan” demek, nefsi arzularım, kişisel çıkarlarımı değil öncelikle kalbimi tercih ediyorum demektir. Çünkü vatan kalbi Allah’ın evi olduğuna müdrik olanların kalp bütünlüğünün diğer adıdır. Bu kalp bütünlüğüne “Millet” denir. Millet ’de Kur’ani bir kavramdır.
Aziz Türk Milletine/İslam Milletine mensubiyet bir sırat-ı müstakim üzere olmayı gerekli kılar. Bu sıratın sathı vatandır.
Bu sathın/vatanın güvenli/müstakim kılınma çabası olan referanduma “EVET” demek kalbine murabıt aklın yöneleceği bir tercihtir.
Nefsine murabıt/bağlı bir aklın tercihi ise malumunuzdur vesselam…