Ürdün’deki Lut Gölü veya diğer adıyla Ölü Deniz (El Bahr El Meyyit) havzası dünyanın en alçak bölgesidir ve deniz seviyesinin oldukça altındadır.
Arap ülkeleri liderleri bu yılki zirvelerini o bölgede gerçekleştirdiler.
Arap Birliği için Araplar arasında şöyle söylenir:
“Legad esma’te lev naadeyte hayyen, velakin laa hayaate limen tunaadii”
Bu ünlü beytin Türkçesi şöyledir:
“Şayet canlı birine seslenseydin sesini duyururdun fakat seslendiğin kişide hayat yok.”
Bu nedenle Arap Birliği zirveleri Arap sokağında heyecan uyandırmaz.
Zirveden herhangi bir beklentileri yoktur.
Eskiden Libya diktatörü Kaddafi vardı, kıyafetleri ve şarlatanlıklarıyla zirveleri renklendirirdi.
Şimdi o da yok.
Zirve için en alçak noktanın ve “Ölü Deniz” havzasının seçilmesi, zirve öncesinde “Gayet isabetli bir seçim olmuş” yorumlarına yol açtı.
Sana’da yapılması gereken 28’incisi Arap Birliği Zirvesi, ülkedeki savaş hali nedeniyle Yemen’in zirveyi düzenleyemeyeceğini bildirmesi üzerine 29 Mart’ta Ürdün’de 21 ülkenin katılımıyla toplandı.
Üyeliği 2011’den bu yana askıda olan Suriye’nin zirveye katılacağı söylentisi yayılmıştı fakat bu söylenti asılsız çıktı.
Beşşar El Esed’in Ölü Deniz’de olmaması belki de zirvenin tek olumlu yanıydı.
Kaddafi’nin yokluğu hissedilse de katılımın üst düzeyde olduğu zirveden ekranlara yine gülümseten kareler yansıdı.
Birleşik Arap Emirlikleri’ni temsil eden Dubai Emiri Şeyh Muhammed Bin Raşid El Mektum’un uçağın merdiveninden düşmesi, liderlerin topluca fotoğraf çektireceği sırada Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın ayağı takılarak büyük bir gürültüyle yüzüstü kapaklanması, liderler konuşurken cep telefonuyla oynayanlar ve sakız çiğneyenler, koltuğunda uyuyakalanlar…
Zirve sırasında uyuyan liderler içinde en ilginç olanı, bir gözü açık uyuyan Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ınkiydi.
Arap Birliği Zirvesi’nde uyuyan liderler dünyada da gündem oldu.
Amerikan haber sitesi Buzz Feed, Rose Troup Buchanan imzasıyla ve “Bir grup dünya lideri uluslararası bir zirvede uyudu. Fotoğraflar müthiş” başlığıyla yayınladığı haberde Arap ülkeleri liderlerinin zirvelerde uyumalarının “eski bir alışkanlık” olduğuna işaret etti.
Zirvede yaşanan dikkat çekici bir diğer olay da Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed El Sani’nin konuşması sırasında Mısır cuntası lideri Abdülfettah El Sisi’nin salonu terk etmesiydi.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri’nin bir basın toplantısında masadaki El Cezire mikrofonunu eliyle iterek düşürmesinin ardından Abdülfettah El Sisi’nin zirvede Katar Emiri’nin konuşması sırasında salonu terk etmesi, “Mısır cuntası Katar’a karşı ikinci zaferini kazandı” şeklinde esprilere neden oldu.
Bu arada, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Sabah, zirvede yaptığı konuşmada Arap Baharı’nı hedef aldı.
Devrim rüzgarlarının etkisinden henüz kurtulamamış olacak ki, “Sözde Arap Baharı, kardeş ülkelerin güvenliğini ve istikrarını yıktı. Kalkınmalarını ve gelişmelerini engelledi. Olumsuz etkileri Arap vatanının birçok bölgesine uzandı” dedi.
Arap halklarının diktatörlerden kurtulmak ve yöneticilerini özgür iradeleriyle belirlemek için meydanlara inmesi, bölgedeki rejimler üzerinde büyük bir travma oluşturdu.
Kuveyt Emiri’nin sözleri de o travmanın bir yansıması.
Müslüman Kardeşler Cemaati, zirve sonrası yayınladığı bildiride, Arap Birliği Zirvesi sonuç bildirgesini yetersiz bulduğunu açıkladı.
Cemaatin zirve öncesi yayınladığı mesaj tartışma konusu olmuş ve Müslüman Kardeşler’in değişim yanlısı genç kuşağı, Arap Birliği’nin Abdülfettah El Sisi ve Beşşar El Esed gibi katillere destek verdiğini hatırlatarak mesajı eleştirmişti.
Son Arap Birliği Zirvesi’nden yansıyanlar bunlar ve Arap sokağında bir sonraki zirvenin Arap halklarının beklentilerinin en azından bir kısmını karşılayacak “canlı bir zirve” olacağına dair en ufak bir ümit yok…