Eylül ayı okul ve idareci haberlerinin basına bolca düştüğü bir ay olmaktadır. Okullar açıldı, öncesinde kayıt alanları ile ilgili haberler, şikâyetler, serzenişler yerel ve ulusal kamuoyunda gündeme geldi. Peki yaşananların iç yüzü nedir, kim haklı kim haksız, ya da problemin merkezindeki çelişkiler nelerdir?
Milli Eğitim Bakanlığı okulların elektrik, doğalgaz giderlerini karşılamaktadır. Okulların temizlik, fotokopi, basit demirbaş ve basit tadilat giderleri ise okul aile birliklerine bırakılmış durumdadır. Özellikle okullarda öğrencilerin sağlıklı bir ortamda eğitim almaları, her türlü kullanım alanının temizliği ve bakımı ile mümkündür. Lavobaların temizliği, temizlik maddelerinin temini, ihtiyaç halinde temizlikçi temini, bu elemanın her türlü SGK giderleri okula aile birliklerinin sorumluluk alanına bırakılmaktadır.
Eğitim öğretim merkezinde yer alan ders tekrarları ve uygulama çalışmaları fotokopilerle sağlanmaktadır. Yine fotokopi makinelerinin bakımı ve kağıt temini de okul aile birliklerine bırakılmaktadır. Okul müdürleri yaz boyunca okullarının bakımını, tadilatını ve boya badana işlerini tamamladılar. Hemen her okulda bu tür çalışmalar yapıldı. Fakat bu çalışmaların büyük bir bölümünü de okul aile birlikleri kendi imkânlarıyla sağlamış oldular.
Okul aile birlikleri nereden gelir temin ediyor?
Okul aile birlikleri öğrencilerden aidat toplayamaz, kayıt esnasında ücret alamaz, diploma vb. belgelerden ücret alamaz. Peki bu birlikler bütçelerini nasıl oluşturuyor? Orası tam bir muamma. Sadece okul kantininden elde edilen kira geliri var görünürde. Burada okul müdürlerine haksızlık yapıldığı kanaati eğitimciler arasında konuşulmaktadır. Zira okullara ödenek verilmeden okulların çarkı döndürmesi istenmektedir. Birçok okul idaresi yerel imkânlarla, ikili ilişkilerle, velileri ikna ederek okulunun ihtiyaçlarına kaynak bulabilmektedir.
Problem nasıl çözülebilir?
En kestirme ve sürdürülebilir çözüm Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm okullara öğrenci başı ödenek ayırmasıdır. Okulların tüm ihtiyaçları bu şekilde karşılanmış olur ve aidat, kayıt ücreti gibi sıkıntılı konular gündeme gelmez.
İkinci bir yol olarak, her öğrenci velilere yük olmayacak şekilde aidat ödeyebilir. Okul servisleri için okullar potansiyel müşteri konumundadır. Servis şirketleri okullara, aldıkları ücretten belli bir oran aktarabilir. Yine yerel yönetimler sürece dahil edilebilir okulların ders amaçlı gezileri, temizlik çalışmaları belediyelerce yürütülebilir. Okulların projelere ağırlık vermesi neticesinde kazanılan fonlar okulların eğitim harcamaları için kullanılabilir.
Ortada bir problemin olduğu herkesin malumudur. Fakat burada MEB, problemin çözümü noktasında harekete geçmeli. Okul idarecilerine bağış alıyorsunuz diye soruşturma açması idarecileri tedirgin etmiş durumda. Bağış toplanmayacaksa bakanlık okulların tüm ihtiyaçlarını merkezi bütçeden karşılamalı ya da uygulanabilir veli katkısı modeli geliştirilmelidir.