Okul öncesi eğitim, 0-72 ay yaş grubundaki çocukların hayata hazırlanmalarının kurumsal başlangıcını oluşturan eğitim dönemidir. Okul öncesi eğitim kavramının içi konunun tarafları açısından doldurulmalıdır. Öğretmenin, velinin ve eğitim kurumunun okul öncesi eğitim kavramının kapsamını, amaçlarını, pedagojik ilkelerini, ailenin ve toplumun beklentilerini içselleştirmiş olması gerekmektedir.
Okul öncesi eğitim çocukların dil gelişimlerini, soyut zeka özelliklerinin gelişimini, kaba motor davranışlarının belirginleşmesini, problem çözme becerilerinin oluşmasını, sosyal becerilerini, toplumun değerleriyle tanışma sürecini ve elbette eğitim hayatının başlaması sürecini kapsamaktadır.
Çocukların eğitim araçlarının başında elbette oyunlar ve oyuncaklar gelmektedir. Oyuncakların çocukların yaratıcılık özelliklerini harekete geçirici özellikte olması, eleştirel ve bireysel yaklaşımları destekleyici olması ve elbette sağlıklı maddelerden yapılması önem arz etmektedir. Oyunların ve oyuncakların dil gelişimini destekler nitelikte olması, çocukların ana dil gelişimine katkı sağlaması eğitimcilerin önerileri arasındadır.
Okul öncesi eğitimin eğitim materyalleri arasında televizyonlar, filmler, animasyonlar yer almaktadır. Fakat bu süreçte televizyon izleme ve izletme eylemi çocukları meşgul etme amacıyla yapılmamalıdır. Televizyon ve filmler eğitici olduğu kadar, okul öncesi öğrencisinin gelişimine katkı sağladığı oranda değerlidir. Dijital üretim malzemeleri çocukların saldırganlık, seçici davranamama, yalnızlık, bencillik gibi özelliklerini tetiklemektedir.
Okul öncesi dönemde çocuğun televizyon izleme alışkanlıkları kontrol edilmeli ve eğitimcilerin, velilerin süreci yönetmede belirleyici olmaları gerekmektedir. Çocuk kontrol edildiğini bilmeli ve hareketlerin sınırsız olmadığını anlamalıdır. Çocuk hangi zaman diliminde televizyon izleyeceğini ve bu eylemin bir plan doğrultusunda yapıldığının farkında olmalıdır. Aksi takdirde ekran bağımlısı, üretmeyen, sürekli tüketen nesilleri kendi elimizle inşa etmiş oluruz.
Okul öncesi eğitim her şeyden önce bir eğitim sürecidir, belki de çocuğun tüm eğitim hayatının yol haritasının çıkartıldığı önemli zaman dilimidir. Karakter eğitimi de bu dönemde kendi yolunu bulmuş olmaktadır. Çocuğun sosyal ilişki düzeyi ve şekli, inançlar ve değerleri, milli hassasiyetleri yine bu dönemdeki etkinlikler üzerinde olumlu ya da olumsuz olarak verilmektedir.
Günümüz lise düzeyi öğrencilerinde ben merkezci anlayışın hakim olduğuna tüm eğitimciler şahit olmaktadır. Çocukların sürü psikolojisinden birey psikolojisine kavuşturulması süreci iyi kontrol edilemediği için nerede bireysel anlayış nerede ise toplumsal anlayış etkili olmalı belirlenememektedir. 0-72 ay yaş grubu öğrencileri henüz öğretim aşamasına geçmemiş, eğitim süreci içerisinde hayata hazırlanan öğrenci grubudur. Bu anlamda bireyselin içerisinde toplumsal düşünmeye geçiş bu dönemde verilmeye başlanmalıdır.
Bu yaş grubu içerisinde bulunan çocuklar, gündüzlerini geçirdikleri bakımevi çocukları olarak algılanmamalıdır. Ebeveynlerin çocuklarını bir müddet evden uzaklaştırdıkları zaman dilimleri olarak kabul görmemelidir. Okul öncesi dönemde çocuğa yalan söylememe, sorumluluklarını yerine getirme, akranlarıyla sahip olduklarını paylaşma, cinsel farkındalık edinme, motor gelişimini destekleme, dil becerilerinin geliştirilmesi, farklı fikirlere ve soyut düşünme yetilerini kazanma gibi amaçlar bir plan doğrultusunda kavratılmalıdır.
Eğitim, bilimsel ve evrensel ilkeler doğrultusunda yapılırsa başarı elde edilir. Evrensele giden yolun ise yerel değerleri özümsemek ve içselleştirmekten geçtiği tüm sanat ve eğitim camiasının ittifak ettiği bir gerçektir. Bu anlamda okul öncesi eğitime evrensel ilkeler ve ulusal ihtiyaçlar doğrultusunda anlamlar yüklenmelidir.