Millî Eğitim Bakanlığı, Yeni Maarif Modeli uygulaması kapsamında Öğretmen Akademisi kurdu.
Öğretmenlik meslek kanunuyla birlikte düşünülünce bu kurulan yeni akademi öğretmenlerin nitelikli bir şekilde yetişmesine katkıda bulunacak.
Kimileri eğitim fakülteleri devre dışı kalacak diyor ama öyle değil. Eğitim fakülteleri normal işlevine devam edecek. Keşke bu fakülteler MEB’e devredilse, bu bahs-i diğer.
Teorik eğitim sonrasında bu sistemle adaylara daha çok beceri eğitimi verilecek.
Neresinden bakarsanız bakın, nasıl değerlendirirseniz değerlendirin amacınız üzüm yemek ve bağcıyı dövmek değilse, nitelikli öğretmen yetiştirilmesi için ciddi bir çaba verilerek hazırlanmış bir sistem bu.
Öğretmenin donanıma ihtiyacı mı var? Yok diyen varsa bu yazıyı okumasın zaten. Okullarda yetişen çocukların bilgisine bakılırsa durum ortada.
Ama eskiden, ortaokula giden çocuklar şimdiki üniversiteye giden çocuklardan daha bilgiliydi diyenler var.
Evet, işte bakanlık da bunu görmüş ki tedbir almaya çalışıyor…
Eskiden çocukların elinde 7/24 maruz kaldıkları bir telefon, çağın üzerimize boca ettiği teknolojik zorbalıklar yoktu. Eskiden öğretmenler de donanımlıydı. Veli de çocuğunu tam anlamıyla öğretmene teslim ediyordu. Şimdiki gibi öğretmene patronluk yapmıyordu.
Konuyu dağıtmadan belirtelim, özet olarak akademide şunlar olacak:
“Millî Eğitim Akademisi (MAK) öğretmenlerin mesleki gelişimini desteklemek amacıyla MEB tarafından kurulan yeni bir eğitim kurumudur. Akademi, öğretmen adaylarına mesleğe başlamadan önce 550 saatlik zorunlu bir eğitim vermektedir. Eğitimden başarıyla geçen adaylar sözleşmeli olarak atanacak ve üç yıl sonunda kadroya geçme hakkı elde edecektir.
Millî Eğitim Akademisi’ne girişler, KPSS puanına göre yapılacak ve bu sistem ilk defa 2025 KPSS puanıyla uygulanacaktır. Eğitim programı dört dönemden oluşacak ve her dönem 10 ila 14 hafta sürecektir. Bu süreçte öğretmen adaylarına günümüz şartlarında 23 bin TL’ye tekabül eden bir ödeme yapılacaktır.
Akademinin kurulma amacı, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini güncel gelişmelere göre artırmak ve eğitim kalitesini yükseltmektir.”
Bu satırlarda ideolojik bir durum var mı?
Bu yazıyı kaleme almamızın sebebi bunları açıklamak değildi.
Millî Eğitim Bakanlığı acilen tüm eğitim fakültelerinde okuyan gençlere, gençlerin de soracağı muhtemel soruları dikkate alarak konferanslar dizisi başlatmalı.
Alanında yetkin, soru sorulunca rahatça cevap verebilecek kişilerle bu işler yürütülmeli.
Eğitim fakültelerinde ders veren hocalardan edindiğim izlenimleri aktarsam birkaç yazı daha çıkar.
Gençler, Öğretmenlik Akademisi’ni savunan hocalara “trol” diyorlarmış, varın gerisini siz düşünün.
Bir de gençlerin dersine giren ideolojik yönden muhalif hocaların da gazlamasıyla öğretmen adaylarında müthiş bir yılgınlık başlamış. Kimisi ders çalışmaya gerek yok diyor; kimisi okulu bırakmayı düşünüyormuş.
Bir haberi yanlış anlayan bir kişi, bin kişiyi etkileyebiliyor günümüzde.
Bakanlığın acilen önlem alması şart gibi görünüyor.