Son günlerde sosyal medyada sarı zemin üzerine siyah puntolarla hazırlanmış “Öğretmen Akademileri” görselleriyle karşılaşmışsınızdır. Bu sene 14 ilde pilot uygulamaya konulan bu proje Millî Eğitim Bakanlığı’na ait. Daha önce “Millî Eğitimde Paradigma Değişimi” başlığıyla bir yazı kaleme almıştım. Yusuf Tekin’in bakanlığıyla birlikte değişen hususlardan biri de hizmet içi eğitimlerin yanı sıra gönüllülük esasına dayalı “akademi” faaliyetlerinin başlatılmış olmasıdır.
Bakanlığın bakış açısıyla söyleyecek olursak öğretmen; kültürel değerlerimize sahip, medeniyetimizin bilincinde, bütün insanlığı kucaklayan ve öz güveni yüksek nesiller yetiştirilmesinde önemli bir rehberdir. Sanatta, edebiyatta, bilimde ve daha birçok alanda ülkemizi zirvelere taşıyacak; çağa ve insanlığa yön verecek nesiller yetiştirmek için öğretmenlere büyük görevler düşüyor. Öğretmen Akademileri ile duygu, düşünce ve davranışta güzeli arayan; Anadolu’nun binlerce yıllık medeniyetinin aklıselim, kalbiselim, zevkiselim seslenişinin günümüze sunduğu çağrıya kulak verecek nesilleri yetiştiren çelebi öğretmenlerin kişisel, sosyal ve kültürel yönden gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
Nitekim milletlerin yazgısı öğretmenlerin ellerindedir. Evlatlarımızı, ana kucağından o güvenli ellere teslim ediyoruz. Özverili çalışmaları ile ülkemizin geleceğini inşa eden öğretmenler, toplumun en büyük mimarlarıdır. Bu anlamda, bilgi, tecrübe ve kabiliyeti ile belli saygınlığa ulaşmış kişilerin sosyal ve kültürel birikimlerinin öğretmenlerimize yansıtılması ve bu kazanımların öğretmenlerimiz vasıtasıyla da öğrencilerimize aktarılarak gelecek nesillere taşınması büyük önem arz ediyor. “Öğretmen Akademileri” işte bu misyonla yola çıkmış bulunuyor.
Şimdilik 14 ilde faaliyete geçen, önümüzdeki dönemde ise tüm şehirlerimizde yaygınlaşacak olan “Öğretmen Akademileri”inde Edebiyat, Müzik, Sanat, Sosyal Bilimler, Türk-İslam Düşüncesi ve Bilimi, Şehir ve Kültür gibi pek çok başlık altında bilgi, beceri, görüş, düşünce ve eserleri ile öne çıkan uzman kişilerin öğretmen ve yöneticilerle bir araya getirilmesi hedefleniyor.
Bizler “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.” diyen bir medeniyetin çocuklarıyız. Merhum Doğan Cüceloğlu bu sözü şöyle yorumlamıştır: İnsan öğretirken öğrenir ve böylece öğrencilik ve öğretmenlik dalga dalga birbirini izler. Yani öğretmen de olsanız ömür boyu hayatın öğrencisi olmaya devam edersiniz. Hele ki sürekli gelişen ilm-i hakikatler, yeni icatlar, dönüşen yaşam koşulları ortadayken öğretmenin mezun olduğu günkü bilgileriyle yetinmesi düşünülemez.
Nurettin Topçu’nun dediği gibi: Öğretmenlik ruhları inşa etme sanatıdır. Geçen zamanla birlikte en çok değişen şey ise insandır. Özellikle yeni nesillerin yetişme ortamlarındaki farklılık eğitimcilerin de dönüşmesini ve yeni durumlara uyum sağlamasını zorunlu kılıyor. Çünkü her yeni durum beraberinde yeni zorluklar getiriyor ve bu zorlukları aşmakla yükümlü olanların başında ise öğretmenler geliyor.
Şu durumda günümüzde en büyük sorumluluk öğretmenlere düşüyor. Çağın türlü afetlerinden, kötü alışkanlıklarından gençlerimizi korumanın yolu yeni yöntemler bulmaktan ve öğretmenlerin kendilerini geliştirmesinden geçiyor. Konfüçyüs’ün dediği gibi: Bir kimse eski bilgilerini yeniden ve yeniden gözden geçirebiliyor ve bunlara yenilerini ekleyebiliyorsa o kişi diğerlerinin öğretmeni olabilir.
Bakanlığın “Öğretmen Akademileri” projesi bu anlamda güzel imkânlar sunuyor. Eserlerini okuduğumuz, videolarını dinlediğimiz nice usta isimle öğretmenlerimizi bir araya getiriyor. Öğretmenler hangi alana ilgi duyuyorsa, hangi konuda bilgilerini geliştirmek istiyorsa o alanın akademisine başvurabiliyor. Edebiyat, tarih, müzik, spor, psikoloji, eğitim, inovasyon, teknoloji, arkeoloji, sanat ve daha pek çok alanda açılan bu akademiler aynı zamanda bir sinerji oluşturuyor. Öğretmenlerden başlayarak öğrencilere ve oradan da topluma yayılacak bu sinerjinin ipuçlarını şimdiden görebiliyoruz.
Arthur Miller’ın bilinen sözüdür: Vasat öğretmen anlatır, iyi öğretmen açıklar, usta öğretmen gösterir, büyük öğretmen ise ilham verir. İlham veren öğretmen, bilgi ve tecrübesiyle öğrencinin saygısını kazanmış kişidir. Öğrencinin yaşadığı dünyayı kavradığı gibi ona yeni ufukları da işaret etme potansiyeli taşıyan kişidir. Hepsinden önemlisi öğretmenin özgüven sahibi olması, ahlaki örneklik sunması ve rehberliğiyle çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmesi gerekiyor. İşte bunun için de her öğretmenin yeni bilgi, tecrübe ve kazanımlarla kendini güncellemesi kaçınılmaz hâle geliyor.
Öğretmen Akademileri ile sunulan fırsatların öğretmenlerimiz tarafından değerlendirileceğine, tıpkı havacılık sahasında olduğu gibi eğitimde de yeni heyecan dalgasının bizi “Türkiye Yüzyılı” hedefine yaklaştıracağına yürekten inanıyorum. Bu vesileyle başta Sayın Bakan’ımız olmak üzere projede emeği geçenleri alkışlıyorum. Tüm öğretmenlerimize bu ücretsiz eğitimleri kaçırmamalarını tavsiye ediyorum.