O hançeri kabzasından tutun ve bastırın…

Abone Ol

Fransa’da Ulusal Cephe Partisi yükseliyor. Başında Marine Le Pen adında aşırı sağcı, faşist bir kadın var. “Fransa’yı bizim olmayan savaşlardan kurtaracağız, kendi savaşımızı vereceğiz” diye bir sloganla yürüyor kampanyasını. En dikkat çekici vaatlerinden biri Freixt diğeri NATO’exit. Le Pen, Fransa’yı hem ABD’den hem de NATO’dan çıkarmayı hedefliyor. Le Pen (haşa) üstün Fransız ırkının dünyayı yöneteceğini inanıyor ve gözünü diktiği büyük düşman Müslümanlar. Yüksek ihtimalle seçimleri kazanacak.

Almanya’da Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) ve Almanya Ulusal Demokratik Partisi (NPD) yükselişte. Bu iki parti tek başına iktidara gelemez belki ama ikisinin koalisyon yapacağı çok belli. AB konusunda ikisi de şüpheci ve çıkmayı uygun görüyor. İki parti de aşırı sağcı, ikisi de faşist. Bu partiler (haşa) üstün Alman ırkının faziletlerine inanıyor ve iki partinin de ortak düşmanı Müslümanlar.

Avusturya’da ise Özgürlük Partisi faşist FPO 16 senedir açık ara en güçlü parti zaten. 2016 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandıktan sonra ırkçı söylemlerle seçmenin duygusal desteğini almaya devam ediyor. FPO’ya olan destek giderek artarken öte yandan FPO destekçisi olmayan seçmenler de diğer faşist partilerin etrafında toplanıyorlar. Avusturyalı seçmen bir daha sosyal demokrat Hıristiyan demokrat koalisyonlar tarafından yönetilmeyi istemiyor. FPO üstün Avusturya meziyetlerinden söz ederek propaganda yapıyor ve öne sürdüğü en tehlikeli düşman Müslümanlar.

Hollanda’nın ırkçı Özgürlük Partisi’nin (PVV) lideri Geert Wilders kurtarıcı kahraman gibi algılanıyor. “Müslümanlar’ı sınır dışı edelim”, “Toplanıp Müslümanlar’a karşı savaşalım”, “Dünyayı Müslümanlar’dan kurtarmak lazım” dışında pek bir şey söylemeyen Wilders, Avrupa’nın en parlak liderlerinden biri olma yolunda ilerliyor.

Trump’ı konuşmaya bile gerek yok çünkü yarın bu Batılı faşist barbarların niye kazanacağının ve nasıl kazanacağının en büyük işreti Trump’ın kendisi zaten…

Bence Trump başta olmak üzere Batı’nın bütün faşistleri desteklenmeli. Desteklenmese de kazanacaklar zaten hiç merak etmeyin; ama biz destek olmalıyız. Batı, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra üzerine bir deccal cübbesi giymişti. Bu cüppenin rengârenk desenleri göz kamaştıran süsleri vardı. Demokrat, özgür, kibar, ferah ve insana değer veren medeniyet kodlarını dünyayı sömürmek için pazarlıyorlardı. Şimdi bu barbar üzerindeki hileli cüppeden sıkılmaya başladı; ha düştü ha düşecek. Bu anlamda bütün bu faşistler, Batı’nın sinesine saplanacak hançerdir ve bizim üzerimize düşen kendi kendine bu hançeri saplayan Batı’nın yere serilmesinde yardımcı olup hançeri arkadan itmemiz gerekiyor. Le Pen ya da Trump fark etmez hepsi Batı’ya çok yakışıyorlar ve bize Roma’yı dizlerinin üzerine düşürmek için bereketli bir fırsat veriyorlar. Kullanmak lazım…

Le Pen ya da Trump Batının kendi kendine sapladığı hançerdir. Bırak numara yapmayı, o hançerin kabzasından tut ve bastır.