Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye tarafından, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin arkasında ABD’li yetkililerin olduğuna ilişkin resmi bir kanaat veya görüş belirtilmediğini; ancak ABD’lilerin darbe girişimine geç tepki vermiş olmasının Türk halkının zihninde, bu durum ile iki ülkenin dost ve müttefik oluşu arasındaki ilişkiyi bağdaştırmak bakımından zorluklar oluşturduğunu söyledi.
Kurtulmuş, New York’ta Türk basın mensuplarına ABD temaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Chicago ve New York’ta çok sayıda faydalı görüşmeler yaptıklarını belirten Kurtulmuş, temaslarında FETÖ’nün darbe girişimi, Fırat Kalkanı Harekâtı, DAEŞ, PKK ve PYD ile mücadele konularını ve Türkiye’nin pozisyonunu muhataplarına ifade ettiklerini söyledi.
“Gülen’in darbe teşebbüsünün arkasında olduğunu gösteren belgeler Amerika’ya teslim edildi”
Görüşmeler sırasında FETÖ darbe girişimi ve ABD’nin konuyla ilişkisi konusunda sorular da geldiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin pozisyonu bellidir: Türkiye, resmi olarak bu darbe teşebbüsünün arkasında Amerikalı yetkililerin olduğu şeklinde bir kanaat, görüş belirtmemiştir. Bu konuda herhangi bir delil, herhangi bir açık gösterge bulunmamaktadır. Ancak özellikle darbe teşebbüsünden sonra Amerikalıların geç tepki vermiş olması Türk halkının zihninde bu durum ile mevcut dostluğumuz arasındaki ilişkiyi bağdaştırmak bakımından zorluklar oluşturmuştur. Bunu kendileriyle de paylaştık. Ayrıca, hâlihazırda 80 koli tutan belge, bilgi ve ifadeler; Gülen’in bu darbe teşebbüsü ile ilgili, onun arkasında olduğunu gösteren belgeler Amerikan makamlarına teslim edilmiştir. Dolayısıyla bu belgelerin, bilgilerin bir an evvel değerlendirilmesini arzu etmekteyiz. Bu adamı Türkiye’ye iade edin ya da biran evvel burada tutuklayarak sürecin bizim açımızdan daha sağlıklı yürütülmesinin zeminini hazırlayın.”
“Terör örgütlerinin düğmelerine basıldı”
Kurtulmuş, Fırat Kalkanı Harekâtını da ziyaret çerçevesinde muhataplarına anlattığını ifade ederek, Türkiye’nin kendi sınırlarını DAEŞ ve PYD’nin saldırılarından korumak için harekete geçtiğini belirtti. Bunun uluslararası hukuktan kaynaklanan açık bir hak olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu konuda tüm taraf ülkelere de önceden bilgi verildiğini söyledi.
Türkiye’nin bu konuda üç kırmızı çizgisi olduğunu kaydeden Kurtulmuş, ilkinin sınırların güvenliğinin sağlanması, ikincisinin Suriye’de PYD koridoru oluşma ihtimalinin engellenmesi sayesinde Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, üçüncüsünün ise PYD’nin bütünüyle Fırat nehrinin doğusuna çekilmesi olduğunu anlattı.
Kurtulmuş, Türkiye’nin geçen yılın Temmuz ayından bu yana terör örgütlerinin topyekûn saldırısı altında olduğunu da belirterek, “Bir taraftan, DAEŞ, bir taraftan PKK, diğer taraftan başka terör örgütleri; tümü aynı karanlık odadan idare ediliyormuşçasına düğmelerine basıldı ve harekete geçirildi.” dedi.