Normalleşemeyen ülke Türkiye!

Abone Ol

Türkiye, o, şu, bu sebeplerden dolayı bir türlü normalleşemiyor.

Kimine göre Türkiye’nin normalleşememesi, bir normalleştirilmeme meselesidir.

Neden?

Türkiye önüne büyüme hedefleri koyuyor; 2019, 2023, 2053, 2071…

Dolayısıyla, birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan iç ve dış mihraklar, Türkiye’nin hedeflerini hazmedemeyenler, çekemeyenler, güçlenmesinden rahatsız olanlar, sürekli yeni yeni engeller koyarak ilerleme hızını yavaşlatmak, mümkünse durdurmak için uğraşıyorlar.

Kimilerine göre ise, Recep Tayyip Erdoğan, sürekli zinde ve sürekli iktidarda kalabilmek için kendisine her seçim dönemi bir düşman üretiyor ve bu nedenle memleket bir türlü normalleşemiyor.

Bu iddiayı matah bir şeymiş gibi AK Parti içinden dillendirenlere de rastlıyoruz zaman zaman.

Fakat durum hiç de öyle zannedildiği gibi değil.

Yani Erdoğan kendi geleceği için düşman üretmiyor, var olan düşmanlar, Erdoğan istikrarını bozman için ortaya çıkıp harekete geçiyorlar.

Bunu son Cumhurbaşkanlığı sistemi ve Anayasa değişikliği referandumu kampanyası boyunca hem içimizdeki batıcıların hem de Batının takındığı tavırda görmüş olduk.

İlk akla gelen olarak, Almanya’nın çok aleni bir şekilde hayır kampanyasına destek vermesi, Hollanda’nın Türk bakanlara ‘Evet’ kampanyası için ülkesinde izin vermemesi… Uzatılabilir.

Erdoğan’ın 2007’den sonra askeri vesayeti kırmak için vermiş olduğu mücadele ile başlayan cepheleşme dönemlerini düşman üretmek olarak yorumlamak aslında zorlama bir gayrettir.

Çünkü Erbakan’a en ağır ve ağıza alınmayacak hakaretleri yapan ordu içindeki bir kısım kendini bilmez ile mücadele etmek bir mecburiyetti.

Ülkenin özellikle Türkiye’nin varlığını devam ettirebilmesinin önündeki tehdit ve tehlikeler gördüğümüz ve bildiklerimizden daha fazla olabileceğini her zaman akılda tutmamız gerekiyor.

İşte FETÖ bunun en bariz numunesi.

PKK ile mücadele eden devleti bütün kılcal damarlarına kadar ele geçirmiş, teslim olması için içeriden ve dışarıdan uğraşan FETÖ…

Kanaatim odur ki, Türkiye’nin normalleşmesinin ilk adımı FETÖ’nün yaptığı tahribatı gidermeye başlamakla atılabilecektir.

Bu da FETÖ kadrolarının liyakatsiz bir şekilde yerleştirilen makamlardan boşalan yerlere, kayırmacılığa kaçmadan, hakkıyla istihdam yapılarak mümkün olabilecektir.

Normalleşmenin kısa vadede bir çözümünün olabileceğini sanmıyorum.

Fakat kaybedilecek de zamanımız yoktur.

Eğitim ve kültür meselesi halledilmeden, gençlerimizi kelimenin tam anlamıyla yarının devlet adamı olarak yetiştirebilmenin imkânı da yoktur.

Liyakat dediğimiz şey onun bunun adamı yerine devletin, vatanın ve milletin adamı olabilmek, üstüne düşen şeyi hakkıyla yerine getirebilmekten geçmektedir.

İçeride ve dışarıda kararlı, dimdik, top atsan yıkılmaz bir zihniyet inşası için vakit çok geç olmadan adımlar atmak gerekmektedir.

Devlet kademelerinin, yarın bir başka ‘fitne’ grubunun yapacağı tahribata dayanıklı hale gelebilmesi için bu gereklidir.

Milli ve manevi değerlerimiz yeniden ortaya çıkartılabilmesi için sadece eğitim yerleri değil bütün bir vatan sathı okul haline getirilmelidir.