16 Nisan’a sayılı günler kaldı. Millet gırtlağına kadar siyasetin içerisinde. Sürekli her ortamda referandum ile yatıp, referandum ile kalkıyoruz. 16 Nisan’ın sonucunu kararsız olanoyların belirleyeceği söylenip duruyor. Evet diyecek kesim %51’lerin üzerinde kendisini görürken, Hayır diyecek grup ise %50lerin üzerinde hayır çıkacağını düşünmekte. Sürekli bir algı yönetimi oluşturulmaya çalışılıyor. Buraya kadar her şey normal, iki kesimde biz öndeyiz deyip duruyor.
Peki, Kararsız Kesim için ne diyebiliriz?
Değerli Okurlar, bu ülkede futboldan, siyasete her şey fanatik duygularla yaşanıyor.Her duygu ne yazık üst seviyelerde yaşıyoruz. Aşırılık ve kontrolsüz davranışlar toplum olarak doğamızda var. Dengeli davranışlar sergileyebilmeyi beceremiyor, aklıselim davranamıyoruz. Kavgamızda, küslüklerimizde, tartışmalarımızda bile orta yolu kolay bulabilen bir toplum değiliz. Konu siyaset olunca da aynı fanatik duygular ülkede yaşanıyor.
Hafta sonu değişik birkaç insanla gerek yüz yüze gerekse telefonda görüşmeler yaptım. Hayırcı kesimden “göreceksiniz yüzde 60 hayır” çıkacak diyeninden tutun, “evet çıkmasını İsrail bile destekliyor, “Evet projesi ile Erdoğan’ın bitirecekler” diyenine kadar değişik düşünceler ile karşılaştım. Düşünceler o kadar sığ ve kısır zihinlerdengeliyor ki, anlamak neredeyse imkânsız. Demem o ki, deli bir taraftarlık var, doğruluğu, eğriliği sorgulanmadan istisnasız “hayır” diyecek ciddi bir kesim var.
Bunların çoğunluğu da “tek adamlık gelecek” algısı oluşturmaya çalışıp, ülke el değiştirecek, birileri baştan aşağı ülkeyi şekillendirecek endişeleri ile bilinçsizce yaygara çıkarmaya devam ediyorlar. Bunların üst akıllar ise alt akılları şeytansı tebessümleri ile doldurmaya devam ediyor. Resmen hayırcı mücahitleri seyrediyoruz. Kararsız olan kesim ise, bunların çıkardıkları yaygara ile kafa karışıklığı yaşıyor. Kararsız kesim için şunları düşünmekte fayda var. Hayır diyen kesim, bu ülkede yapılan ve yapılacak olan neye geçmişte evet dedi, bir beyin jimnastiği yapalım. Köprü yapılır hayır, yol yapılır hayır, havaalanı yapılır hayır, cami yapılır hayır, okullarda serbest kıyafet dönemi başlar hayır.
Allah aşkına hayır diyen kesim bu ülkeye katkı sağlayacak neye evet dedi… Şimdi doğaları gereği yine hayır diyorlar. Herkes görevini icra ediyor. Biz ise neye evet neye hayır derken, aslında neyin yanında olup neyin karşısında olacağımızı belirliyoruz. Bu ülkede Sağ kesim ve Milliyetçi kesim aynı yolda aynı istikamet için birleşip beraber “Evet” diyebiliyorsa, emin olun bunun manası büyüktür.
Farkında olalım!
Peki, 16 Nisanda hayır çıkarsa ne olur? Benim öngörüm bu ülkede “Hayır” çıkması demek AK Partinin ve MHP seçmeninin tamamen 15 Temmuzu yaşamadıklarına inanırım. 15 Temmuzu yaşamış, bunca evladını bu ülke için feda etmiş bir milletin, halen neye evet neye hayır dediğinin alt manasını kavrayamadığını düşünürüm. Biz ülke olarak diktatörlüğü senelerdir yaşamadık mı? Birilerinin demokrasi dediği ülkede Anadolu insanı ne zaman demokratik yaşayabildi, fikirlerinden dolayı hapishanelerde yatan, başındaki örtüden dolayı okullara alınamayan, sırf imam hatip okumuşlar diye üniversiteye sokulmayan bu kadar insan demokrasi mi yaşadı? Yıllardır bu ülke insanının ne istediğini düşünmeyen diktatör kesim, bugün kalkmış ülkeyi tek adam yönetecek diye yaygara koparıyor. Bu ülkenin vatandaşları senelerdir kazandığı emeği birilerine faiz vb. yollarla peşkeş çekti. Bankalar hortumlandı, hastane kapılarında insanlar öldü ve nice çileler sıkıntılar yaşadı bu millet. Şimdi ayağa kalkmaya kalkmış bir milleti “tek adam” gelecek gibi saçma sapan fikirlerle kandırılmaya çalışılıyor.
Uyanık olmak gerek…
Ve neye kararsız olduğumuzu bilmek gerek.
Camiye giren safına geçer.
Herkes safında durmalı, safını bilmeli.
Ben bunu bilir bunu söylerim…