İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne saldırıları devam ederken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “savaş sonrası” ile ilgili planını güvenlik kabinesine sundu.
Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerden oluşan üç aşamalı plana göre Gazze Şeridi’ni yeniden imar faaliyetleri bölgenin silahsızlandırılmasından sonra başlayacak.
İsrail, Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze Şeridi’nde de güvenlik için hareket özgürlüğünü koruyacak.
Bölgenin sivil idaresi, terörü destekleyen devlet ve oluşumlara bağlı olmayan, yönetim becerisine sahip Filistinli profesyoneller tarafından gerçekleştirilecek.
İsrail medyasına göre plan öncelikle Gazze kentindeki Ez-Zeytun Mahallesi’nde uygulanacak.
Tabii bunun için Netanyahu’nun öncelikle kriterlerine uygun ve İsrail ile iş birliği yapacak idareciler bulması gerekiyor.
Plana göre ayrıca Mısır-Gazze Şeridi sınırında “kaçakçılık girişimlerini önlemek için” ABD’nin koordinasyonuyla tampon bölge oluşturulacak.
UNRWA tasfiye edilecek ve yerine uluslararası yardım kuruluşları görev yapacak.
Gazze Şeridi’ndeki eğitim kurumları ve dinî kurumlar İsrail’in “terör” kabul ettiği direniş propagandasından arındırılacak.
Netanyahu’nun sunduğu planda ayrıca Filistinlilerle kalıcı bir anlaşmaya ilişkin “uluslararası dayatmalar” ve Filistin devletinin uluslararası toplum tarafından tek taraflı olarak tanınmasına karşı çıkılıyor.
Bu arada İsrail parlamentosu Knesset’te uluslararası toplumun Filistin devletini tek taraflı olarak tanıması girişimini reddeden karar 120 milletvekilinin 99’unun oyuyla kabul edildi.
Knesset üyelerinden sadece dokuzu karar aleyhinde oy kullandı.
Karara ret oyu veren ya da oylamaya katılmayanlar arasında Arap milletvekillerinin de olduğu unutulmamalı.
Knesset’ten yansıyan tablo iki devletli çözüme ve Filistin devletine karşı çıkanın sadece Netanyahu olmadığını, İsrail’de bu konuda görüş birliği olduğunu gösteriyor.
Biden’ın planı ise İsrail’i iki devletli çözüme ikna ederek Filistin devletinin tanınmasını, hemen ardından da İsrail-Suudi Arabistan normalleşmesini sağlamak.
Burada önemli bir noktaya dikkat etmek gerekiyor.
“Filistin devletinin tanınması” ile “bağımsız Filistin devletinin kurulması” aynı şeyler değil.
Hâlihazırda birçok ülkenin tanıdığı ve başında Mahmud Abbas’ın olduğu kâğıt üzerinde kurulu bir Filistin devleti var.
Biden’ın istediği başkenti Doğu Kudüs olan, toprak bütünlüğüne ve tam bağımsızlığa sahip bir Filistin devletinin kurulması değil, “Filistin devleti” adlı mevcut yönetimin tanınması.
Sonrası iki taraf arasında yürütülecek müzakerelere bırakılacak.
O müzakerelerden Filistinliler lehine hiçbir olumlu sonuç çıkmayacağı tecrübeyle sabit.
Biden’ın planı Filistin devletinin tanındığını söyleyerek Tel Aviv-Riyad normalleşmesine zemin hazırlamak.
Beyaz Saray Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk'ün Netanyahu hükûmetini “Savaş sonrası Gazze için gerekli kararları almazsanız ABD ve Arap ülkeleri siz olmadan adım atacak” diyerek tehdit ettiği aktarılıyor.
Yine bazı Arap ülkelerinin Hamas’ın Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altına gireceği bir formül üzerinde çalıştıkları söyleniyor.
Savaş sonrası için planlar havada uçuşurken -maalesef- saldırılar ve açlık sebebiyle ölümler devam ediyor.