İnsanlar kuvvetlerini öyle görünen, var olan şeylerden çok maneviyatlarından alırlar kâri. Para, pul, makam ve gençlik geçip de gider ama bunların yanında maneviyatı sağlam ve geleneğine bağlı olanlar her daim daha kuvvetli olurlar. Toplum da öyledir. Kendi geleneklerinden, inancından beslenen ve bu sınırlarının aşılmasına müsamaha göstermeyen toplumlar da daha kuvvetlidir. Bizim gibi yani.
Gelenekle savaşan insanlar var ve bence elbette kaybedecekler. Ama verdikleri yaralar da var. Kişiyi, aileyi ve toplumu çökertmek için ellerinden ne gelirse yapıyor herifler.
…
Ahkam kesmek istemem. Tıpla ilgili bilgim bana yeten kadar ve okuduğum bazı temel kitaplarla sınırlı. Yani az sonra söyleyeceklerimi tıbbi ya da psikolojik bir temele dayandırmak gibi bir niyetim yok. Ve aşağıda yazdıklarımı da doğuştan gelen bir problemi ya da tıbbi bir sıkıntısı olanları bir başka tarafa koyarak yazıyorum.
…
Yıllardır sistematik olarak karşımıza çıkardıkları birileri ya da bir şeyler var. Önceleri saçma sapan, ahlaksız televizyon programlarıyla, her hafta daha da fazla üzerine koyarak devam eden edepsizlikler anlatan dizilerle vs. başladılar buna. Her dizinin içine türlü fuhşiyatı yerleştirdiler. Bir de bunun yanında bu şekil dizilerin olmazsa olmazı ne eşek ne at denecek karışık adamlar vardı. Sonra bize bunların normal olduğunu, olabilirliğini ve hatta bir yerden sonra da olması gerekenin böyle bir şey olduğunu tekrar tekrar ve ısrarla anlatıp durdular. Sonra acayip insanlar peyda oldu ortaya. Erkekken erkek gibi olmayan kadınken kadın gibi durmayan ve hatta gözümüzün önünde diş çektirmek kadar normalmiş gibi gösterdikleri “kökten değişim” yapanlar falan oldu. Ve tuhaf ama bu türlerin de garip bir şekilde meşhur olduğunu ya da edildiğini gördük. Her biri ne hikmetse hep aynı yoldan geçerek ulaştılar ya da ulaştırıldılar bize. Hepsinin ortak bir ismi vardı “Sosyal Medya Fenomeni”… Kendi yaratılışlarına muhalif davranmak, edepsizlik ederek bir şeyler göstermek ve başka bir cinsmiş gibi davranmaktan başka hiçbir özelliği ya da meziyeti olmayan göz göre göre pazarlayan ve pazarlanan bu tür her ne hikmetse çok paralar kazanıyor, meşhur oluyor, televizyon televizyon dolaşıyor, meşhur olan insanların arasına hemence karışıyordu. Bir yerde aslında şunu söylüyordu bu “projeyi” bize sunanlar; “Zengin ya da meşhur olmak istiyorsanız böyle bir yol var”.
Ve bu memleketin geleneğine ve inancına bağlı gençlerine “sağ taraftan” yaklaşıp da bu edepsizliklerini bir ambalajla sundular aslında. Dikkat edin genel olarak bu “fenomen” olanlar her tür melaneti yapıp, erkekken kadın gibi kadınken erkek gibi ya da ne bileyim kökten hepsinden vazgeçip adı olan ama söyleyemediğim bir “şey” gibi dolaşıyor, para kazanıyor, meşhur oluyorlar ama bütün bunların yanında -ki asıl tehlikeli tarafı bu- inançlı, mazbut ve geleneğine bağlı diye gösteriliyordu. Mesela baktığında sakallı bıyıklı bir adamken öyle görünse de öyle olmadığını iddia eden bir “fenomen”in ablasının başında örtüsü olduğunu -ki olabilir- ısrarla gözümüze sokuyorlar, bir diğeri kökten değişiklikle kadın olup da başında örtüyle poz veriyor falan. Yani şunu diyorlar “bakın biz de sizin gibi inançlı insanlarız ve böyle olmamıza inancımız mâni ya da engel değil”
…
Bu milletin temel dayanağı inancı, geleneğidir. O temeli yıkmak istiyorlar. Hem de yeni değil bu. Yıllardır ve yavaş yavaş yapıyorlar bunu. Ve bu savaşın bir başka çeşidi bence. Öyle mertçe yapılan bir savaş da değil. Bu kez maneviyatımıza, toplumun temeline saldırıyorlar ve “Ne’lik yapıyorlar” söylemesem de biliyorsun.