Neler oluyor?

Abone Ol

Türkiye’yi yönetenlerin kafası mı karışık yoksa kasıtlı olarak bizim kafamızı mı karıştırmak istiyorlar?

Yoksa bir yerlere mesaj mı vermek istiyorlar?

Henüz çözebilmiş değilim.

İsrail ve Rusya’yla hızlı bir şekilde ilişkileri normalleştirme süreci yaşandı.

Ardından sorun yaşadığımız diğer ülkelerle ilişkilerde de benzer adımlar atılacağı gündeme geldi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, “Mısır’la da inşallah yumuşama sağlanacak. Dolayısıyla bu bölgedeki yumuşamayla inşallah Suriye’de artık akan kanı durdurmamız gerekiyor” dedi.

Bayramdan sonra Mısır’a da heyet gönderileceğini söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, normalleşme süreci kapsamında hükümet tarafından Mısır’a bir heyet gönderileceğini doğrulayarak, fevri davrandığını söylediği Kahire’nin hatasını anladığını öne sürdü.

“Onlar bir adım atarlarsa biz koşarak, kucaklaşarak dostlukları artırırız” dedi.

AK Parti Siyaset Akademisi’nde Türkiye’nin dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Binali Yıldırım, “Komşularımız ile ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz. Irak, Suriye, Mısır ile bütün bölgedeki ülkeler ile bizim kavga etmemiz için çok neden yok. İlişkilerin ileriye taşınması için çok neden var” şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ise Bakanlar Kurulu sonrası düzenlediği basın toplantısında, Mısır’la ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda Türkiye ile Mısır arasında henüz resmi ya da gayriresmi hiçbir adım atılmadığını açıkladı.

“Tabii ki biz de Mısır’la ilişkilerimizin normalleşmesini isteriz ama bu ilişkilerin normalleşmesini isterken Mısır’la ilişkilerimizi anormal hale getiren, Mısır’daki demokrasiyi rafa kaldıran hatta Mısır’daki demokrasiyi çöpe atan bu askeri darbe rejiminin de yaptıklarını gözden geçirmesi şarttır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram öncesi Kilis’te katıldığı iftar programında, “Türkiye olarak biz Suriye konusunda 6 yıl önce neredeysek bugün de aynı yerdeyiz” diyerek, 600 bin Suriyeli’nin ölümüne neden olan Beşşar El Esed’in asla bir yönetici olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.

Bütün bu açıklamaları alt alta koyduğunuzda çıkan tablo hiç de net değil.

Kurtulmuş, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri darbeciliğe karşı olduğu için Mısır’la olan ilişkisini askıya almıştır” derken, Eroğlu, sıkıntıların karşı taraftan kaynaklandığını ifade ederek şöyle söylüyor: “Onlar da fevri durumu anladılar. Yani bu Türkiye ile düşmanlığın veya soğuk davranmanın kendilerine de bir fayda sağlamayacağı anlaşıldı.”

Türkiye’de yetkililerin konuyla ilgili yaptığı her açıklama anında Arap sokağına da ulaşıyor.

Dinar’da bayramlaşma sırasında yapılan “Pişman oldular, hatalarını anladılar” türü açıklamalara bölgedeki gelişmeleri takip etmeyenler belki inanabilir.

Fakat Mısır’ı bilen hiç kimsenin Eroğlu’nun söylediklerine katılması mümkün değil.

İlişkilerin bozulmasının nedeni askeri darbe olduğuna göre, Abdülfettah El Sisi fevri bir hareketle darbe yaptığına mı pişman?

Kahire, Ankara’ya soğuk davranmanın kendilerine bir fayda sağlamayacağını anladıysa ilişkilerin düzelmesi için niye onlar değil de biz heyet gönderiyoruz?

Türkiye’de yetkililerin Mısır ve Suriye’yle normalleşmeye yönelik yaptığı çelişkili açıklamalar Arap sokağında darbe karşıtları ve devrim yanlıları arasında hayalkırıklığına neden oluyor.

“Beşşar El Esed’den ne zaman özür diyeceksiniz?” türü sataşmalara maruz kalmak can sıkıcı.

Suriyeli muhalifler ve mülteciler tedirgin.

“Suriye ile ilişkilerin ileriye taşınması için çok neden var” ne demek?

Anlayan varsa Allah için izah etsin ki biz de anlayalım…