Geçen hafta “Usul esasa mukaddemdir.” şiarıyla usule dair “Nasıl EVET diyeceğiz.?” (Tıklayınız) başlıklı bir yazı yazmıştım…
Esasa dair de “Neden EVET diyeceğiz.?” başlığında:
1-Hayırcılar doğru söylemediği için EVET diyeceğiz.
2- Kime ve neye karşı EVET diyeceğiz?
3- EVET demekle ne kazanacağız?
Alt başlıklarıyla 3 madde de yazacağım inşaallah…
Demokrasi denilen sistemin en önemli kuralı kuvvetler ayrılığıdır; yasama, yürütme ve yargı birbirinden bağımsız olmalıdır.
Mevcut parlamenter sistemde bu kuvvetler birbirinden gevşek olarak ayrıdır çünkü yürütme yaşamanın içinden çıkmaktadır. Ancak Cumhurbaşkanlığı sisteminde bu kuvvetler birbirinden keskin şekilde ayırdı. Yürütme, yasamanın içerisinden değil ayrı olarak halk tarafından seçilmektedir.
“Parlamenter sistem” de “Başkanlık” ve “Yarıbaşkanlık” sistemi de “Cumhurbaşkanlığı” sistemi de demokratik sistemin içinde var olan yönetim şekilleridir.
1- HAYIRcılar doğru söylemediği için EVET diyeceğiz.
Şimdi muhalefetin/Hayırcıların iddiaları tek tek inceleyelim.
İddia: Yeni sistemde Cumhurbaşkanı yargılanamaz tek adam olacak.
Gerçek: Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı sadece ve sadece ‘Vatana ihanet’ iddiasıyla yargılanabilir onun için de TBMM’nin %75 çoğunluğunun oyu ile Yüce Divana sevk edilebilir.
Yeni sistemde ise Cumhurbaşkanı tüm suçlardan yargılanabilir ve bunun için TBMM’nin %51 oyu yeterlidir.
İddia: Yeni Sistemde Cumhurbaşkanı TBMM’yi feshetme yetkisine sahip olacak.
Gerçek: Mevcut Sistemde zaten Cumhurbaşkanı hem dilediği kişiyi Başbakan yapabilmekte (28 Şubat sürecini hatırlayın, Yalım Erez’i hatırlayın) Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerini kabul veya red edenilmekte hem de TBMM’yi feshedip seçime götürme yetkisine sahiptir. 7 Haziran sonrası 1 Kasım seçimlerine nasıl gittiğimizi hatırlayın. Hatta mevcut sistemde Cumhurbaşkanı TBMM’yi seçime gönderirken kendisi aynı makamda oturmaya devam etmektedir.
Yeni sistemde ise Cumhurbaşkanı TBMM’yi feshedip seçime götürünce kendisini de feshetmiş oluyor ve kendisi de seçime gitmek zorunda kalıyor.
İddia: Yeni sistemde Cumhurbaşkanı ülkeyi KHK ve OHAL ile yönetecek.
Gerçek: Yeni sistemde Cumhurbaşkanı OHAL ilanı yapsa da TBMM onayına sunacak TBMM kabul ederse geçerli olacak. Ayrıca yasama organı TBMM olduğu için Cumhurbaşkanı yasa/kanun yapma yetkisi olamadığı gibi kanun/yasalara aykırı KHK da çıkaramaz.
İddia: Yeni sistemde Cumhurbaşkanı bütçeyi yapacak ve denetime tabi olamayacak.
Gerçek: Cumhurbaşkanı tıpkı şimdiki Başbakan gibi yaptığı Bütçeyi TBMM onayına sunacak ve TBMM kabul ederse geçerli olacak. Ayrıca yeni sistemde Cumhurbaşkanı yaptığı tüm yürütme faaliyetlerinde TBMM denetimine açık olacak ve yargı yolu da açık olacak.
İddia: Yeni sistem ile Pâdişahlık sistemi gelecek rejim değişecek.
Gerçek: Halkın seçtiği, bütçesi ve attığı her adımı TBMM denetimine ve yargıya açık olan bir Pâdişahlık sistemi dünya tarihinde var mı ki.?
İddia: Yeni sistemde Cumhurbaşkanı yüksek yargıyı atayacak ve yargı üzerinde vesayet kuracak.
Gerçek: Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı AYM’ye 13 üye aramaktadır. Yeni sistemde 12 üye arayacak. Yeni Sistemde Cumhurbaşkanı HSYK’ya 4 üye ataması yaparken TBMM 7 üye ataması yapacak.
İddia: Tamam Erdoğan’a güveniyoruz peki yarın yanlış biri Cumhurbaşkanı olursa ne olacak.
Gerçek: Biz milletin iradesine ve ferasetine güveniyoruz yanlış adama %51 oy vermez
Hem zaten biz bu sisteme sözde 3 elitin kapalı kapılar ardında oturup halkın oy vermediği yanlış bir adamı o veya bu şekilde Başbakan yapamasın kimse halkın iradesini ipotek altına almasın diye Evet diyoruz.
İddia: Ülkeyi 18 yaşındaki çocuklar yönetecek.
Gerçek: İslami olarak da Avrupa yasalarina göre de reşit olan bir kişi her türlü yönetme şartlarına haizdir. Kaldı ki yeni sistemde Milletvekili 18 yaşında olacak diye bir kaide yoktur sadece 18 yaşında olan da milletvekili olabilir denilmektedir.
İddia: Erdoğan seçildikten sonra bir daha seçime gitmeyecek ve tek adam rejimi gelecek.
Gerçek: Akla ziyan bu iddia cevaba değer değil ama seçime gitme yasalarla belirlenmiştir. Kaldı ki TBMM çoğunluğu da istediği zaman seçime gitme kararı alabilmektedir.
İddia: Türkiye Başkanlık sistemine gidiyor bu demokrasiye aykırıdır.
Gerçek: Türkiye Başkanlık sistemine gitmiyor Partili Cumhurbaşkanı sistemine gidiyor. Kaldı ki AB/D ülkelerindeki başkanlık sistemini anlatırken ağzının suyu akanların bu iddayı ortaya atması gülünçtür.
İddia: Yeni sistemde ülke bölünecek.
Gerçek: Yeni sistem ile ülkenin üniter yapısı daha da güçlenmektedir. Değişen maddeler arasında Anayasanın ilk 4 maddesi de yoktur üniter yapıya halel getiren bir düzenleme de yoktur. Ülkeyi bölmek isteyen PKK ile Ülkenin bölünecegini iddia eden ulusalcıların aynı safta HAYIR demeleri de bunun en açık delilidir.
Ba’de kulli hisab;
Osmanlı Devletini Parlamenter sistem batırdı. Halk ile halkın değerleri ile hiçbir ilişkisi olmayan bir zevat gelip babasının kurduğu devlette padişahın üzerine vesayet kurdu ve onu karar alamaz hareket edemez duruma getirdi.
Bugün de halkın oyunu almayan ve alma ihtimali olmayan bir zevat yalan ve çarpıtma ile halkın iradesi üzerindeki vesayetini sürdürme ve Milletin Devletini karar alamaz hale getirmek için bu sistemin devamını savunmaktadır.
Kısaca: Haklı ve doğru olan kişi yalana/çarpıtmaya tevessül eder mi; yalan söyleyen kişi haklı ve doğru olabilir mi.? Olamaz.
Bu nedenle EVET diyeceğiz.