Mart 2019 yerel seçimlerinde İP ve HDP’nin desteğini arkasına alan CHP’nin Ankara ve İstanbul’da elde ettiği başarılardan sonra Erdoğan’ı devirmekten ümidini kesenler yeniden başlarını kaldırmaya başladılar. Tek bir seçimde ayağının tökezlemesi bile darbe hasreti içinde olanları tekrar umutlandırmaya yetti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ’un, “FETÖ’nün siyasi ayağının AK Parti olduğu” suçlaması ve “Gölge CIA” olarak bilinen RAND Corporation’ın Türkiye’yi konu alan son raporunda “orta kademe askerler rahatsız; yeni bir darbe girişimi bile olabilir” tespiti darbe iddialarını yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı.
Her on yılda bir milletin iradesine darbelerle pranga vuran askeri vesayet özlemi içinde olanlar 15 Temmuz’u iyi okusunlar. Darbeci de olsa Türk askeri halkına kurşun sıkmaz inancıyla o gece elinde sadece bayraklarla meydanlara inen aziz milletimiz gözünü kırpmadan üzerine yağan mermilerin üzerine koştu. Şehadeti kucaklamak pahasına darbeyi paçavraya dönüştüren aslanlar –Allah korusun– yeni bir kalkışmaya karşı meydanlara elleri boş inmeyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Çıplak elleriyle tankların içindeki farelere dünyayı dar edenler bu defa hesabı mahkeme salonlarına bırakmayacaklar.
Erdoğan’ın ülkemizde gerçekte neye tekabül ettiğini görmek için kimlerin kendisine karşı olduklarına bakmamız yeterli. FETÖ, ölmesi için aralıksız beddua seanslarına devam ediyor. PKK, seçimleri kaybetmesi için başta CHP olmak üzere herkese ittifak çağrısında bulunuyor. HDP bu çağrıya cevap vererek Kürtçeyi inkâr eden, yasaklayan CHP’ye Kürt oylarını taşıyor. ABD kendisine boyun eğdirmek için açıktan dolar dahil her türlü operasyonu çekiyor. Hür ve egemen bir ülke olarak tarihi mirası üzerine yeniden ayakları üzerine doğrulmak isteyen Türkiye’ye zerre tahammülü olmayan içerdeki taşeronlar ve iplerini ellerinde tutan ağababaları var güçleriyle Erdoğan’ı devirmeye çalışıyorlar. Bu zaviyeden bakıldığında Erdoğan’ın arkasında durmak siyasi değil dört bir koldan kuşatılan ülkemizi selamete çıkarmak için hayati bir duruş arz etmektedir.
Ümmet nezdinde Erdoğan’ın neye karşılık geldiğini anlamak için ise Pakistan Başbakanı İmran Han’ın “Eminim ki Erdoğan Pakistan’da gelecek seçimleri kazanır”sözüne kulak vermemiz yeterli. Yalnızca Pakistan değil neredeyse bütün Müslüman ülkelerde aday gösterilse Başkan seçilecek bir liderimiz var. Bu itibara ne silahla ne de parayla kavuşabilirsiniz. Ancak dünya müstekbirlerine cesurca karşı durarak ve rengine bakmadan mazlumları kucaklayarak bu sevgiye mazhar olabilirsiniz.
Yemen’de sivilleri katleden, Mısır’da darbeci Sisi’yi destekleyen, petrolden kazandığını ABD’nin kirli çıkarlarına akıtan Suudi Arabistan ile Suriye ve Irak’ta Müslümanları katleden İran ise ümmetin yüzkarası olarak tarihe isimlerini kazımaya devam ediyorlar.
Dünyanın herhangi bir ülkesinde seçim kazanma ihtimalini bırakın tarihinde girdiği seçimlerde tek bir başarı elde edemeyen CHP’nin Grup Başkanvekili Engin Özkoç “Merak etmeyin Erdoğan’ın enkazını kaldıracağız. Türkiye refah ve kalkınmış bir ülke haline gelecek” küstahlığında bulunabiliyor. Özkoç, enkaz kazımada samimiyse uzağa gitmesine gerek yok,partisinin başına kasetle gelen Kılıçdaroğlu’ndan başlayabilir.
Ez cümle vesayetin her türlüsünü bir daha geri dönmemek üzere tarihin çöplüğüne atmak ve ümmetin umudu olmaya devam etmek için Erdoğan’ın arkasından yürümeye devam.