Yıl 2003, bir gece yarısı, dönemin Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın kırmızı telefonu uzun uzun çalar. Arayan ABD Başkanı G.W. Bush’tu…
Kanki der; Tevrat ve İncil’de geçen kehanetlerin vurguladığı kutsal savaşta, Irak’a karşı NATO güçlerine katılmanı istiyorum. Eski Babil çevresinde saklanmakta olan, Yecüc ve Mecüc’ün son yuvalarını yıkmaya gidiyoruz…
1979’da Afganistan, küresel sermayenin diğer aktörü, SSCB tarafından işgal edildi.. Afganistan ordusunun işgale destek vereceğini uman SSCB, birçok ulusal guruplar, ordudan ayrılanlar ve İslam Coğrafyasının birçok bölgelerinden gelen mücahitlerle birlikte büyük bir direnişle karşılaştı. 1984 yılından itibaren, ‘Yellow Rain’ ve “sıvı ateş” denen şok dalgaları meydana getirmek suretiyle insanları kitleler halinde öldüren “sıvı bombalar”, kimyasal silahlar kullanarak büyük katliamlar yapsa da başarısız oldu. 15 Şubat 1988’de, büyük bir askeri ve maddi kayıpla ekonomik kriz yaşamaya başladı ve yenilgiyi kabullenerek Afganistan’dan çekildi. Küresel sermayenin çift kutuplu dünya sistemi S.O.S veriyordu. SSCB’ni Glasnost &Perestroyka da kurtaramadı ve dağılma sürecine girdi…
Bir türlü ‘Ak Devrim’i gerçekleştiremeyen İran Kralı, modern firavun/küresel sermayenin denetimi dışında gelişen ‘İslam Devrimi’ ile yıkılınca (1979), eski çift kutuplu (ABD & SSCB) dünya düzeni ‘Tarihin Sonu’ geldi korkusuyla sarsılmıştı. 1. Dünya Savaşı ile İslam coğrafyasını sömürebilmek için irili ufaklı kurdukları denetimli ülke düzenlerinin yerel milli güçlerle yıkılacağı anlaşılmıştı. Bütün bir dünyayı sömürge pazarı haline getirmiş olan Kapitalizme, modern firavunun diğer aktörü komünizmin kurban edilme kararı tek kutuplu küresel sistem hikâyesiyle verildi…
Artık sahada yeni sistemin organizasyonu için tek aktör ABD vardı ve lojistik desteği AB sağlayacaktı. Tek kutuplu küresel sistemin pazara sürülebilmesi ve varlık bulması için gerekli ‘düşman konsepti’ ‘Haçlı Ruhu’ ile hazırlandı. Düşman, ‘İslam’dı, yöntemi terör, askerleri, ’terörist Müslümanlar’ olacaktı. Yerel ve bölgesel doku malzemesi, NATO gladyosunun daha önceki kurup yönettiği, kızıl, yeşil, sarı kuşak projeleri olacaktı. İşe yeni düşmana lazım olan selefi&vahabi ideolojik ruhu oluşturup yoğunlaştırmakla başladılar…
İslam coğrafyasında, problem çıkarma ihtimali olan dinamik merkezleri, kuzey Afrika (Fas, Cezayir, Tunus, Libya) Ortadoğu’da (Mısır, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye) Asya’da (Pakistan, Afganistan, Malezya, Endonezya) ve İslam coğrafyasının hinterlandı Balkanlar (Bosna, Kosova, Makedonya, Ukrayna) sosyolojik, ekonomik, siyasi ve kültürel yapılarına uygun terör ve kaotik yöntemlerle kuşatılacaktı…
Denetim altına alınan Taliban ve ondan türetilen El Kaide ile Afganistan’ın işgal zemini hazırlandı. Irak ile İran 8 yıl savaştırılarak (1980-1988) 1. Körfez savaşı (1991) ile potansiyelleri boşatıldı. Basra körfezi kuşatıldı. Türkiye’nin güneyine ‘Çekiç Güç’ yerleştirildi. İslam coğrafyasının tek NATO üyesi ve ‘Laik’ ülkesi Türkiye’ye, 28 Şubat 1997 yılında, bin yıl sürmesi umulan bir post modern darbe ile siyasi ekonomik balans ayarı yapıldı ve artık Türkiye çantada keklikti…
Sıra dünyanın yeni düşman konseptine inandırılmasına ve savaş ilanına gelmişti. Hazırlanan yeni Küresel sistem stratejisi aşama aşama uygulanıyordu. Kriz bölgeleri ve yenidünya düzeninin özel terör kuvvetleri (El Kaide&PKK&DHKP/C vs.), Afganistan’dan başlayarak, Çeçenistan, Bosna, Somali, Türkiye vs. yerlerde, ideolojik ve savaş eğitimlerini ikmal ettirilerek hazır hale getirilmişti…
11 Eylül 2001 sabahı dünya, ABD’de ikiz kulelerin yıkılışıyla uyandı…
ABD’ nin Yeni Haçlı ruhunu temsil eden neocon Başkanı George W. Bush; “Ya bizimlesiniz ya teröristlerle…” diyerek yaptığı konuşmada, yeni düşmanın ‘İslam’ ve onun askerlerinin ‘Müslüman Teröristler’ olduğunu ilan etti. Haçlı Ruhuyla 70 ülkeden oluşan koalisyon güçleriyle Irak işgal edildi.
Sırasıyla Turuncu ve Arap baharlarıyla hazırlanmış planlar tıkır tıkır işleme konuldu. 30 yıl içinde, İslam coğrafyasında, 10 milyona yakın insan katledilmiş, 10 milyona yakın insan yersiz yurtsuz bırakılmıştı ve bütün dünya bu insanlık dramını, sinemaskop western film tadında evinden online seyrediyordu…
Modern firavun/ Küresel sermaye lordları, en büyük hayal kırıklığını çantada keklik olarak gördükleri, yenidünya düzeni stratejisini 30 yıl ötelenmesine sebep olan Türkiye ile yaşadılar…
Şimdi Reis, modern firavunun evine, bir Musa, elinde bir Yed-i Beyza ile bütün dünyaya, “Ya bizimlesiniz ya teröristlerle…” demeye gidiyor vesselam…