Nasibin kadarsın

Abone Ol

İnsan nasibini yaşar; nasibi kadar yaşar.

İnsan nasibini elde eder; nasibi kadar elde eder.

İnsan nasibi neyse onu elde eder, nasibi dışına çıkamaz.

Bazen çok ister, çok gayret eder isteğine ulaşır; bazen de ne kadar çok isterse istesin, ne kadar çok çabalarsa çabalasın nasip olmaz.

Neyin nasip olacağını, neyin olmayacağını bilmeyen insana düşen emek ortaya koymak, çabalamaktır.

Nasip olacak şey yalnızca insanın emeğine ve çabasına bırakılmamıştır.

Zira çabalar didinirsin, kendini paralar durursun ama payına düşen ancak nasibin olur.

İnsanın nasibine düşen yalnızca nasibidir yani.

O sebeple nasipten ötesi yoktur derler.

Nasibimiz isteğimize ve emeğimize bırakılmış olsaydı, isteyen istediğini elde eder, emek ortaya koyan arzuladığına mutlaka ulaşırdı.

Vakıa öyle olmuyor.

Kimi zaman istemediğimiz hadiselerle karşılaşıyor, kimi zaman hoşumuza gitmeyecek, bizden uzak olmasını istediğimiz olaylar gelip bizi buluyor.

Nasip; senin kendine düşürdüğün pay değil, sana düşen paydır.

Nasip; kısmetde ne varsa odur.

Hiç kimse kısmetini kendi belirleyemez.

Sana neyin nasip edileceğini, payına neyin düşeceğini ancak, hayatı ve ölümü sana nasip eden belirler.

Nasibin O’nun katında, senin dualarındadır.

O istedi mi, bütün dünya bir araya gelse, sana isabet etmeyecek olanı kimse isabet ettiremez.

O istedi mi, bütün dünya birlik olsa, elinden geleni ardına koymasa, buna mani olmaya çalışsa, payına düşeni kimse alamaz.

Doğumun nasip, yaşamın nasip, ölümün nasiptir.

Hayata gönderilmene sen karar vermedin; hangi coğrafyada doğacağını sen seçmedin; anne babanın kim olacağını, çevreni sen belirlemedin.

Bunlar nasibin oldu.

Hâlâ yaşıyorsan, hâlâ nefes alıyorsan, hâlâ seviniyor ve üzülüyorsan, hayatta nasibin henüz tükenmediği içindir.

Yediğin lokma nasip olmayacaksa, ölüm o lokmayı yutmana mani olur; yutamadan gözlerini yumarsın.

Yeri gelir ölümün eşiğindeyken seni hayata tutunduran nasibin olur.

Yiyecek ekmek, içecek suyun varmış denilir.

Sayılı nefesin dahi nasibindir; aldığında verememek, verdiğinde alamamak nasibine bağlıdır.

Nasip böyle birşey.

Aslında servetini sen kazanmadın, sana nasip edildi.

Hakikatte elde ettiğin başarı adına ne varsa sen elde etmedin, sana bahşedildi

Nasibin sana bahşedilendir, fazlası değil.

Gayretin, çaban, emeğin nasibine yalnızca vesile edildi, o kadar.

Ezcümle; nasibin kadarsın.