Eskiden Müslüman erkeklerin ekseriyeti; harama helale çok dikkat eder, haram olanı bırakın da şüpheli helallerden bile cin görmüş gibi kaçarlardı.
Masa, kasa, nisa konusunda çok titizdiler ve bu üçü konusunda imtihan edilmekten ve bu imtihanı kaybetmekten Allah’a sığınırlardı.
Bu sebeple de hiçbir makama talip olmazlar, bir görevi ve yetkiyi kendilerine vermek istediklerinde “Şu arkadaş, benden daha ehil.” deyip başkasını kendilerine rahatça tercih edebilirlerdi. Makam ve mevki peşinde koşmayı ar bilirler, bir yerlere gelebilmek için torpil peşinde koşmak akıllarının ucundan bile geçmezdi.
Kısa yoldan zengin olmak gibi bir kaygısı yoktu Müslümanların… Boş durmazlardı, çalışıp çabalarlardı ama kazandıklarının da bir hesabı olacağını bilip kazançlarına haram karışmaması için azami gayret gösterirlerdi.
Nisa taifesi ile ilişkilerinde hep bir mağrur duruş, görünüşlerinde heybet olurdu. Nisa taifesine yakın olmak gibi bir kaygıları olmazdı. Nikâh düşen bir hatun kişiye iki kez gözleri kaysa iki yüz kez tövbe ederler, kendi iç utançlarından yüzleri kızarırdı.
Peki, şimdi ne oldu? Halimiz, ahvalimiz nicedir?
Müslüman erkeklerin ekseriyeti için makam ve mevki sahibi olmak, elde edilmesi gereken kutsal bir görev artık. Hatta makam ve mevki elde etmek için kırk takla atmak, emmi dayıdan torpil ayarlamak, rakiplerin ayaklarını kaydırmak, her türlü ayak oyunlarına başvurmak caiz.
Şimdi istisnalar dışında hepimizin en büyük gayesi; kısa yoldan köşeyi dönmek, daha fazla kazanmak, en fazla kazanmak… Kasalarımızı doldurmak için çalışıyoruz, sahip olduklarımız yetmiyor, sahip olduklarımıza şükretmek gibi bir hassasiyetimiz yok, aklımız sahip olamadıklarımızda.
Şimdi nisa taifesi ile ilişkilerimiz de ehli dünya insanlardan çok farklı değil. Evlenirken maaşlı hanımlar, ilk tercihimiz. Dini ve iç güzelliği için bir hanımla evlenenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. İş yerlerimizde sekreterlerimiz mutlaka alımlı, güzel, modern hatunlar… Zira devir değişti, fazla yobaz olmaya gerek yok.
Eskiden makam ve mevki sahibi olmayı, bir Müslüman’a yetki verildiğinde Müslüman bir idarecinin nasıl olması gerektiğini göstermek için fırsat gören biz erkekler; şimdi masaya kurulmak, kasayı doldurmak, fazladan bir nisaya gönlümüzde yer bulmak için fırsat olarak görüyoruz.
Ağır olduğunu düşünebilirsiniz ancak gördüklerimiz, yaşadıklarımız maalesef ki yazdıklarımızın az bile olduğunu gösteriyor. Zengin olan, parayı sonradan görenlerin aile hayatına, boşanma oranlarına ve kaç tanesinin ikinci hatunla evli(!) olduğuna bakıverin.
Nisa taifesi aşırı derece dünyevileşti… Tesettür hassasiyeti yok denecek düzeye indi… Görünmemek için çabalayan Müslüman hanımlar yerine daha fazla görünmek için her türlü saçmalığı yapan hanımlar sardı dört bir yanımızı… Ancak bu hanımlar, kimimizin kızı, kimimizin hanımı, kimimizin bacısı… Ayrıca biz nasıl hatunlara değer veriyorsak nisa taifesi de onlar gibi olma gayretinde… Kısacası Müslüman kadınların sorunlu olmasının temel sebebi, Müslüman erkeklerin sorunlu olmasıdır.
Mücahitler, cihadı bırakıp müteahhit olduğu günden beri Allah’a taahhüt ettiğimiz Müslümanlar olmaktan çıktık hepimiz. Şimdi de müteahhit olanlarımız inşaat işerini bırakıp irşat işlerine dönebilse her şey farklı olur ama…
Bu kadar dünyevileştikten sonra mümkün mü bilemiyorum?