Türkiye'nin son yıllarda sıkıntısını çektiği konulardan biri de tarım ve hayvancılıktaki istihdam.
Köyden kente göçün devam etmesi, köye dönüşlerin de yetersiz kalması, Türkiye'nin bel kemiği sayılan tarım ve hayvancılığı sekteye uğratıyor.
Yeni neslin bu sektöre yeterli ilgili göstermemesi, arazi ve hayvan sahiplerini yabancı işçi aramaya sevk ediyor.
Konuyla ilgi Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, dikkat çeken tespitlerde ve önerilerde bulundu.
"KENDİMİZE YETECEK KADAR ÜRETEBİLMELİYİZ"
Sivas Kongresi'nin 105. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Hamidiye Millet Bahçesi'nde gerçekleştirilen 9. Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı'nda yaptığı konuşmada, kendisinin de bir köylü çocuğu ve çiftçilikle uğraşan biri olduğunu vurguladı.
Çiftçilerin karşılaştığı zorluklara yakından şahit olduğunu belirten Destici,
Eğer üretimi kendiniz yapmıyorsanız, paranız olsa bile dışarıdan temin edemezsiniz. Tıpkı savunma sanayisinde yaşadığımız gibi. Fırat Kalkanı Harekatı sırasında gördük, bomba bile vermediler, uçaklarımızın mühimmatı tükendi. Bu nedenle kendi üretimimizi yapmak zorundayız ve şu anda da yapıyoruz
ifadelerini kullandı.
Pandemi döneminde parayla bile aşı ve ilaç bulmanın ne kadar zor olduğuna dikkat çeken Destici, "Kendi kendinize yetebilecek kadar üretim yapmak en azından bir zorunluluktur" diye ekledi.
"TARIM, HAYVANCILIK, GIDA ÜRETİCİLERİ DAHA ÇOK DESTEKLENMELİ"
Destici, üçüncü önemli unsurun ise gıda olduğuna dikkati çekerek,
Pandemide gördük, bir anda buğday fiyatları fırladı, paran olsa bile temin edemiyorsun. Çünkü her ülke önce kendisini ve vatandaşını düşünüyor. Bunun için biz tarımı, hayvancılığı, gıda üreticilerini sonuna kadar desteklemeliyiz.
ifadelerini kullandı.
Son dönemlerde tarım ve hayvancılığa verilen desteklerin arttığının da bir gerçek olduğunu vurgulayan Destici, bu desteklerin daha da artırılması gerektiğini dile getirdi.
Destici, çiftçinin ve üretim yapanların kullandığı mazottan özel tüketim vergisi alınmaması, tarıma ve hayvancılığa yapılan desteklerin artırılması gerektiğini söyledi.
"ALMANYA'NIN YAPTIĞI GİBİ BİZ DE DIŞARIDAN İŞÇİ GETİRMELİYİZ"
Çiftçinin ve üretenin desteklenmesi gerektiğini belirten Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
Çoban meselesi, emek işçisi problemimiz var. Karadeniz'de fındık toplayanlar da işçi ücretlerinin çok yüksekliğinden şikayetçi. Burada pancar söktürenler de soğan söktürenler de aynı. Önceden işçi gideri diye bir kalem yoktu çünkü her aile kendi işini görürdü. Kendi tarlasını eker, biçimini yapar ve kendi pancarını sökerdi. Ama bugün öyle değil, işçi maliyetleri çok yüksek bir seviyede. Buna da bir çözüm bulunması gerekiyor. Çoban ihtiyacıyla ilgili biz de sığınmacılarla ilgili, düzensiz göç, mülteciler, bunların insani ve İslami şartlarla, hukukuna uygun olarak geri gönderilmesini hep dile getirdik. Hatta ilk gelirken bir takım tekliflerimiz olmuştu. Ama bir çoban ihtiyacı varsa beden işçisi, tarım işçisi ihtiyacı varsa 1950-1960'larda Almanya bizden hangi şartlarla almışsa diğer Avrupa ülkeleri hangi şartlarla almışsa biz de o şartlarla nerede işçi ihtiyacımız varsa bunları alabilmeliyiz.
Bu konuda hükümetin çalışmaları var, geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya bizi ziyaret ettiğinde bu konu da gündemimizdeydi. Dolayısıyla devletimizin, bakanlıklarımızın, hükümetin bu konuda bir çalışması var. Talep karşılamak için talep alınacak daha sonra o talebe göre oradan işçiler ya da çobanlar getirilecek. Nerede çalışacağı belli olacak, sadece orada çalışabilecek. Oranın dışına çıkmayacak, hepsi süreli olacak bunlarla ilgili çalışmalar var.