Zaman zaman sohbet ettiğimiz köyde yaşayan bir büyüğümle karşılaşıp hoşbeş ettikten sonra, “yahu hocam dedi, işimiz zor. Bu Amerikan gavuru PKK’lılara ağır silahlar vermiş. Ne olacak şimdi, ya bunlar bize karşı kullanırsa…”
Dedim ki,
Amerika’dan ya da Avrupa’dan daha doğrusu gavurdan ne bekliyordun ki ! Gâvur gâvurluğunu yapacak. Bunlar bizi ne zaman rahat bıraktılar ki. Bak Türklerin tarihine bugünkü yaşadıklarımız dün de aynıyla yaşandı. Daha dün bizim topraklarımızda değil miydi bunlar? Fransız’ı, İngiliz’i, İtalyan’ı, Yunan’ı. İçerde Ermeni Çeteleri, Rum Çeteleri ve bunlarla işbirliği yapan hainleri.
Bu bizim bu coğrafyada olmamızın bedeli Bu bizim Müslüman olmamızın bedeli. Bu küffara karşı mücadele etme kabiliyeti ve inancı olan Türk Milleti olmamızın bedeli.
Bazen ABD dikilecek karşımıza. Bazen Almanya, Avusturya, Fransa. Hani diyor ya Mehmet Akif Ersoy: ‘Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer/Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer…’İşte bize bu dünyada düşen budur.
Bu bize Allah tarafından yaşadığımız imtihanının neticesinde verilen nimet midir, yoksa verdiği nimetlerine şükretmediğimiz için Yaradan’dan gelen külfet midir ? Bunu bilmeyiz ama işimiz zordur, yol meşakkatlidir, imtihan ağırdır.
Peki, Ak Parti iktidarına kadar her şey yolundaydı da komşularımız, Avrupa ve ABD ile çok iyi geçiniyorduk da şimdi ne oldu? Muarızlarımızın söylediği gibi Tayyip Erdoğan sayesinde mi hiç dostumuz kalmadı?
Tam Avrupa Birliğine girecektik de Tayyip gelince mi bizi almadılar?
Tabi ki hiçbiri.
Gafilleri bilmem ama içimizdeki hainler ve dışımızdaki eski dost ve müttefik bildiklerimizde çok iyi biliyorlar ki Türkiye eski Türkiye değil. Kaderine razı olan, verilenle yetinen bir ülke değil artık.
‘One minute’ ve ‘Dünya beşten büyüktür’ diyen Türkiye var artık. Onların korkusu Türkiye’nin mazisindeki gücü tekrar kazanma sürecinde olması.
Yeniden Büyük Türkiye olma ve Dünyada söz sahibi olmak isteme iradesinin tüm dost ve düşmanlar tarafından farkına varılması.
Bu bakımdan bize bu tarihi ana şahitlik etmek düştü. Ç ok daha büyük hedefler için çok daha büyük acılar yaşayacağımızı bilerek hareket etmeliyiz. Hiç bir doğum sancısız olmaz.
Bazı kripto ve kendini üst akıl zannettirenlerin yapmak istedikleri algının bizi ümitsizliğe, oradan da birilerinin kucağına oturtmasına asla izin vermemeliyiz.
Bunun dışındaki dost, müttefik arayışlarında olanlar bizim davamızı ve yürüdüğümüz yolu anlayamayanlardır.