Televizyon

Münir Özkul'un hiç bilinmeyen lakabı! 62 yıl önce...Kel Mahmut değil

Abone Ol

93 yaşında hayata vedan eden Yeşilçam'ın efsane ismi Münir Özkul'un hiç bilinmeyen bir lakabı ortaya çıktı.62 yıl öncesinde Ses Dergisi'nde çıkan bir habere göre ise Münir Özkul, hakiki bir antika meraklısıdır. Bu ilginin kaynağı ise, kimya öğretmenin kendisine taktığı lakaba dayanıyor...

62 yıl öncesinde Ses Dergisi'nde çıkan haber şöyle...

Müzayede memurunun sesi küçük salonu doldurdu:

- "Baylar, bayanlar... işte şu gördüğünüz gümüş vazoyu 50 liraya açık arttırmaya koyuyorum... Talipliler..."

Önlerden biri seslendi: "65 lira..."

- " Var mı başka arttıran?"

Bir başkası, "Seksen beş lira..." dedi. En önde oturan dağınık saçlı bir genç: "Ben de 100 lira veriyorum..." dedi. Arka sıralardan birisi de: "Ben 110 veriyorum..." diye bağırdı.

Müzayede memuru:

- "110 liraya satıyorum... Sat..."

Dağınık saçlı genç: "Ben 125 veriyorum..." diye parmağım kaldırdı. Müzayede memuru vazoyu havaya kaldırarak: "125 liraya satıyorum... Sat... tım..." dedi.

Dağınık saçlı genç memurun yanına gitti. Parayı öderken adam adını sordu.

- "Adım Münir Özkul" dedi "tiyatrocuyum..."

Sonra yerine oturdu... Yanındaki adam onu tanıyordu: "Münir bey, antikaya meraklısınız galiba?" dedi. Münir Özkul başını "evet" anlamında salladı: "Bütün merak bir kelimeden doğdu" dedi:

- "Kimya öğretmenim bana "Antika" adını takmıştı. Gerçi, haklıydı. Öyle muziplikler yapardım ki, antika şeylerdi. Onun dersinde mizah dergileri okurdum. Bir insana bir sözü 10 kere söylememeli, derler ya!... Ben de kimya öğretmenimin bedduasına uğradım. "Antika" neymiş, antika aşağı, antika yukarı, derken, antikaya merak sarıverdim... Bir ilkokul, yedi orta okul, on bir lise, iki fakülte dolaştım... Şimdi de, müzayede salonlarında ömür tüketiyorum." Müzayede memuru, çeşitli antikaları satıyordu... Ama, Münir ile yanındaki adam "satış"la ilgilerini kesmişlerdi. Münir Özkul hayatını anlatıyordu:

- "İlk defa doğduğum semtin tiyatrosunda oynadım. Sonra Ses Tiyatrosu, Küçük Sahne, Şehir Tiyatrosu ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahneye çıktıktan sonra kendi adıma Bulvar Tiyatrosu'nu kurdum. Oyunlardan fırsat buldukça film de çeviriyorum. Bugüne kadar dört filmim oldu: Barbaros, Lale Devri, Altın Kafes, Yumurcak... Gene birgün Ankara'da gözüme bir vitrindeki tablo takılmıştı. Şöyle 2,5 metreye 1,3 metre boyunda Sami Yetik'in bir tablosuydu. Cebimde beş-altı bin lira vardı. Bütün paramı adama verip tabloyu satın aldım, ama yedi katlı bir apartmandaki

oturduğum çatı katına çıkarıp yerleştirmek de benim için bir dert oldu. Hiç kimseye satamadım o tabloyu... Bu yaz büyük bir Anadolu turnesine çıkacağız. Turnede 'Generalin Aşkı', 'Leyleğin Ömrü' ve 'Bana Çiçek Yollama'yı oynıyacağız. Eğer turneden başarıyla ve dolayısıyla parayla dönersem çeşitli antika eşyalar alacağım."

Müzayede salonundan aldığı 125 liralık gümüş vazoya baktı:

- "Bundan birkaç yıl önce gene 125 liraya gümüş bir tepsi almıştım. Ondan büyük bir kazık yedim. Tepsi tam ortasından kırıkmış. Tamirciye götürdüm. Adam 'Bu yapılmaz beyim' dedi. Tepsi hala o tamircidedir, İnşallah bu vazoda yanılmış olmam."

Bu arada müzayede memuru elindeki işlemeli kamayı göstererek, "145 liraya satıyorum..." diye bağırdı. Fiyat durmadan artıyordu: "150... 165... 175..."

Müzayede memuru, "175 liraya satıyorum... Sat... tım..." dedi...

Münir Özkul müzayede salonundan çıktı, "Parasızım" dedi. "Daha nice antikalar satılır burada. İş, para olsun!..."

(Kaynak: Ses Dergisi - 5 Mayıs 1962)

MÜNİR ÖZKUL KİMDİR?

Münir Özkul (15 Ağustos 1925, İstanbul - 5 Ocak 2018, İstanbul), Türk meddâh, tiyatro ve sinema oyuncusu.

Münir Özkul, İstanbul Erkek Lisesi mezunudur. Sanat hayatına henüz lise öğrencisiyken 1940 yılında Bakırköy Halkevi'nde tiyatro ile başladı. Bir süre İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne ve Edebiyat Fakültesi'nin sanat tarihi bölümüne devam etti.

1948'de Ses Tiyatrosu'nda sahnelenen "Aşk Köprüsü" oyunuyla profesyonel oldu. Daha sonra Muhsin Ertuğrul'un yönetimindeki Küçük Sahne'ye geçti.Bu dönemde John Steinbeck'ten Fareler ve İnsanlar (1951), John Millington Synge'den Babayiğit, George Axelrod'dan Yaz Bekarı (1954), John Patrick'ten Çayhane (1955) gibi oyunlarda oynadı. Daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları'nda (1958-59), Ankara Devlet Tiyatrosu'nda (1959-60) ve Istanbul Aksaray'daki Bulvar Tiyatrosu'nda arkadaşlarıyla kurduğu kendi topluluğunda (1960-62) çalıştı. 1963-67 arasında çeşitli topluluklarla turnelere çıktı; zaman zaman sahneden uzak kaldığı dönemler oldu. Sahne aldığı özel tiyatrolarda Sadri Alışık, Cahit Irgat, Nevin Akkaya ve Şükran Güngör gibi oyuncularla çalıştı.

1978'de yeniden Şehir Tiyatroları'na döndü. 1983-84'te, daha önce kendi topluluğunda (1961) sahneye konan ve büyük ilgi gören, Jean Anouilh'in "Generalin Aşkı" oyunuyla Dormen Tiyatrosu'nda sahneye çıktı. 1980'lerin ortalarında Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular topluluğuna katıldı, aralarında "İstanbul'u Satıyorum"un da yer aldığı dört oyunda rol aldıktan sonra sahnelere veda etti.

Özkul 1968'de Altan Karındaş topluluğunda oynanan Sadık Şendil'in Kanlı Nigar oyunundaki rolüyle İlhan İskender Armağanı'nı kazandı. Gene bu başarısı üzerine İsmail Dümbüllü, Kel Hasan'dan devraldığı 50 yıllık simgesel kavuğu Özkul'a verdi (Özkul bu kavuğu 1989'da Ferhan Şensoy'a devretti.). Daha önce de oynadığı Haldun Taner'in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1978) oyunundaki rolüyle Avni Dilligil (1978), Ulvi Uraz (1979), İsmet Küntay (1979) ve İsmail Dümbüllü (1980) ödüllerini kazandı.

Özkul 1950'lerden itibaren sinemada da rol almaya başladı. İlk dönem filmlerinden dikkat çekenleri Edi ile Büdü, Balıkçı Güzeli ve Kalbimin Şarkısı'dır. 1965'ten sonra sinemada canlandırdığı karakterlerle övgü topladı.

1970'li yıllarda, kalabalık kadrolu ve genellikle Ertem Eğilmez'in yönettiği filmlerde önemli roller aldı. En bilinen rollerinden biri onunla özdeşleşen Hababam Sınıfı serisindeki Özel Çamlıca Lisesi'nin tatlı sert müdür yardımcısı "Kel Mahmut" karakteri oldu. Özkul'un kadrosunda yer aldığı bu dönemde çekilen kalabalık kadrolu aile filmlerinden bazıları Mavi Boncuk, Bizim Aile, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler, Gırgıriye ve Görgüsüzler olarak sayılabilir. Bu filmlerin büyük kısmında Adile Naşit'le beraber, Türk sinemasının unutulmaz ikililerinden birini oluşturmuştur. 1980 sonrası ise dönemin akımı olan video için çekilen pek çok filmde rol almıştır.

Kariyeri boyunca 200'den fazla filmde rol alan Özkul, Sev Kardeşim filmindeki oyunuyla 1972 Altın Portakal Film Festivali'nde "en iyi erkek oyuncu" ödülünü kazandı. "Bizim Aile" filminde canlandirdigi "Yaşar Usta" rolüyle de 1977 Azerbaycan Film Festivali'nde özel ödül kazandı. "Süt Kardeşler" filminde yönetmen yardımcılığı da yapmıştır.

Tarık Buğra'nın romanından televizyona aktarılan ve Naşit Özcan'ın yaşam öyküsünden bir kesiti canlandıran "İbiş'in Rüyası"nda canlandırdığı İbiş karakteri de unutulmazlar arasındadır. Televizyon dizilerinin yaygınlaşmaya başladığı 90'lı yıllarda dizi oyunculuğundan uzak dursa da Uzaylı Zekiye, Ana Kuzusu ve Şaban ile Şirin gibi dizilerde rol aldı. Son olarak 2000'li yılların başında, Hamdi Alkan'ın canlandırdığı "Yarmagül" karakterinin dedesini oynadığı Reyting Hamdi televizyon programında kamera karşısına geçti.

1980'de yapılan bir jübileyle 40'ıncı sanat yılı, 1996 yılında da Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen gecede 55'inci sanat yılı kutlandı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Münir Özkul'a "devlet sanatçısı" ünvânı verildi.

Özel hayatı
Özkul dört kez evlendi ve üç çocuğu oldu.İlk eşi Şadan, ikinci eşi Suna Selen, üçüncü eşi Yaşar ve son eşi 1986'da evlendiği Umman Özkul'dur. Oyuncu ve sunucu Güner Özkul'un babasıdır. Güner Özkul'a göre babası "evlilikten korkmazdı ama boşanamamaktan korkardı".Hayatının önemli bir kısmını alkolle savaşarak geçiren Özkul, 1990'lı yılların ortasında alkolü tamamen bıraktı.

Hastalığı ve ölümü
2003 yılından beri demans ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile mücadele eden Özkul, bu tarihten beri evinden dışarıya çıkmak ve kimseyle görüşmek istemedi. Hastalığına bağlı olarak geçmişe dâir hafıza kaybı yaşayan oyuncu, vefat etmiş birçok tanıdığının hayatta olduklarını sandı.Uzun süre mücadele ettiği hastalıkları süresince hakkında bir çok kez asılsız ölüm haberleri çıktı. 5 Ocak 2018'de Beyoğlu'nun Cihangir semtindeki evinde 92 yaşında hayatını kaybetti. 7 Ocak 2018'de Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlenen anma etkinliğinin ardından Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrası Bakırköy Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedildi.

Rol aldığı tiyatro oyunları
Aşk Köprüsü
İstanbul'u Satıyorum (1987-88)
Soyut Padişah
Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
Çayhane
Fareler ve İnsanlar
Keşanlı Ali Destanı
Yorgun Matador
Hababam Sınıfı
Babayiğit
Yaz Bekarı
Generalin Aşkı
Kanlı Nigar
Filmografi

Filmografi
Filmler
Yıl Film Rol
1950 Üçüncü Selim'in Gözdesi
1951 Barbaros Hayreddin Paşa
1951 Evli Mi Bekar Mı
1951 Lale Devri
1951 Vatan ve Namık Kemal
1951 Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan
1952 Edi ile Büdü
1952 Edi ile Büdü Tiyatrocu
1953 Balıkçı Güzeli
1953 Halıcı Kız
1955 Bir Aşk Hikayesi
1955 Tuş / Bir Aşk Hikayesi
1956 Kalbimin Şarkısı Münir
1956 Miras Uğrunda

1958 Altın Kafes
1958 İftira
1959 Gurbet
1960 Taş Bebek
1960 Yaman Gazeteci Yaman
1961 Bir Bahar Akşamı
1961 Yumurcak
1965 65 Hüsnü
1965 Bilen Kazanıyor
1965 Cezmi Band 007.5
1965 Dokunma Bozulurum
1965 Gönül Kuşu
1965 Kahreden Kurşun Tencere Münir
1965 'Kan Gövdeyi Götürdü

Televizyon
Yıl Dizi
1979 İbiş'in Rüyası
1984 Köşe Dönücü
1987 Uzaylı Zekiye
1991 Bir Ömrün Bedeli
1991 Varsayalım İsmail
1993 Nasreddin Hoca
1994 Kızlar Sınıfı
1996-1997 Ana Kuzusu
1997 Şaban ile Şirin
2000-2002 Reyting Hamdi

Ödülleri
Yıl Ödül Notlar
1967 İlhan İskender Armağanı Kanlı Nigâr oyunuyla
1972 9. Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Karakter Oyuncu Ödülü Sev Kardeşim
1991 Dümbüllü Ödülü
1997 Altın Kelebek Ödülleri Onur Ödülü
1999 Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü "Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü"
2004 37. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri Onur Ödülü
2006 Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülü
2014 18. Afife Tiyatro Ödülleri, Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü :
2015 T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü.

Diriliş Postası / Derleme: Nusret Odabaş