Bu ülkede düşünce özgürlüğüne sahip olmanız için cumhuriyetin kuruluşundan bu yana var olan hâkim zihniyetin bir temsilcisi olmalı, millete tepeden bakmalı, milletin seçtikleriyle sorununuz olmalıdır.
Meclis’te muhalefette fakat zihniyet olarak yüz yıldır iktidarda iseniz millet ve milletin seçtiklerine her türlü iftira atma, hakaret etme, karalama hakkına sahipsiniz ve bunu da “düşünce özgürlüğü” ve “muhalefet” gibi gösterişli bir kılıfa bürüyüp sorgusuz sualsiz bir şekilde yolunuza devam edebilirsiniz.
Bunu son zamanlarda İzmir depremi vasıtasıyla bir kez daha teyit ettik.
CHP’nin önde gelenlerinden biri, deprem acısının henüz ilk saatlerinde şu tiviti atıyor: “İzmir’de yaşanan deprem sonucunda Bayraklı’da Kaymakamlık binası ve Kızılay Kan Merkezi yıkıldı, Adalet Sarayı duvarları çatladığı için boşaltıldı. Kendi binalarının güvenliğini sağlayamayan devlet, vatandaşın canını nasıl koruyacak? Çok acil çok büyük adımlar atmamız lazım.”
Haber yalan… Her iki bina da ayakta ve sapasağlam… Velev ki doğru olsun, devlete düşmanlık edecek zaman mı o dakikalar? Yazıklar olsun bu kadar ucuz siyasete de siyasetçiye de…
Yine CHP Genel Başkan Yardımcısı, FETÖ’cü hesapların yaptığı kurguyu kaynak göstererek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzmir’de konvoyunda müzik çaldırdığını öne sürerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştiriler yöneltiyor. İddiasını dayandırdığı görüntülerin gerçek olmadığı kısa sürede anlaşılıyor ancak ne özür ne de bir nedamet belirtisi…
CHP Genel Başkan Yardımcısının açıklamalarını Cumhuriyet gazetesi de “Öztrak’tan Erdoğan’a: Bebekler enkaz altındayken müzik çaldırıyor” başlığıyla veriyor. Bozacının şahidi şıracı…
Yazıklar olsun!.. Bu, muhalefet yapmak değil; muhalefet bu kadar düşmemeli!..
Yine CHP’li Selin Sayek Böke, “AFAD çadırlarını kullanabilmeniz için evinizin hasarlı olduğunu belgelemeniz gerekiyor. Belediyelerimizin çadırlarını ise ihtiyaç sahibi olduğunu belirten herkes kullanabilir.” diye yalan ve iftira dolu bir açıklama yapıyor. Yine bozacının şahidi Halk TV de hiç araştırma yapmadan açıklamayı hakikatmiş gibi manşetten haberleştiriyor.
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu da o kadar işi gücü arasında bir de üç kuruş siyasi menfaat uğruna tüm değerleri ayaklar altına alan, art niyetli bu güruhun algı operasyonuna cevap vermek zorunda kalıp “Aaah aaahhh!.. Enkazlarla mı uğraşalım, bu tür haberlerle mi bilmiyorum. Ne olur yük olmayın, yardımcı olun. İzmir Büyükşehir Belediyesinin de dâhil olduğu koordinasyon ile ve eşit şartlarda yardımları ulaştırıyoruz. Hiçbir binaya hasarlı olduğuna dair henüz belge verilmedi.” açıklamasını yapmak zorunda kalıyor.
Bu yapılanlar; muhalefetin acziyetini, ülke gündeminden ne kadar uzak olduğunu, milletle arasında uçurum olduğunu gösteriyor!.. Hiç mi yapıcı bir muhalefetiniz olmaz, hep mi yıkmak üzerine kurulu bir siyaset anlayışınız olur?
Böyle bir muhalefetin olduğu bir yerde başka düşmana ihtiyaç var mıdır?
Allah, ülkemizi bu zihniyetin iktidarından muhafaza eylesin!..