Fatih Bekir Öztürk - Muhabir
Ancak, bu belirtiler kendiliğinden düzelebilir ve bu da hastaların hekime başvurmasını geciktirebilir. Erken teşhisin hayati önem taşıdığı bu hastalıkta, belirtilerin dikkate alınması ve bir nörolog kontrolünden geçilmesi şarttır.
Acıbadem Maslak Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, MS’in erken teşhis ve kişiye özel tedavi seçenekleriyle birçok hastada önemli başarılar sağlanabildiğini vurguluyor. MS’in yürüme zorluğu ve özgürlüğün kısıtlanması gibi ciddi sorunlara yol açabileceğini belirten Kocaman, erken evrede tanının ve tedaviye uyumun önemini anlatıyor.
Toplumsal farkındalık artıyor
Her yıl mayıs ayının son çarşamba günü, Dünya MS Günü kapsamında çeşitli bilinçlendirme faaliyetleri düzenleniyor. Ülkemizde de bu farkındalık sayesinde MS’in giderek erken evrede teşhis edilebildiğini belirten Prof. Dr. Kocaman, MS hakkında bilinmesi gereken 9 önemli noktayı ve dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:
Aşılar MS’e yol açmaz
Aşıların MS hastalığına yol açtığına yönelik yanlış inanışların olduğunu belirten Kocaman, özellikle Covid-19 salgını sırasında bu yanlış bilgiyle mücadele ettiklerini ifade ediyor. "Aşılar bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve ölümcül enfeksiyon hastalıklarından korur," diyen Kocaman, MS tedavisinde bağışıklık sistemi baskılandığı için hastaların tedavi öncesinde aşılarının tamamlanması gerektiğini vurguluyor.
Sağlıksız yaşam alışkanlıklarına dikkat
MS’in ortaya çıkmasına zemin hazırlayan faktörler arasında genetik etkenler, çevresel faktörler ve sağlıksız yaşam alışkanlıkları bulunuyor. Özellikle D vitamini eksikliği, viral enfeksiyonlar, sigara kullanımı, stres, aşırı tuz tüketimi ve çocukluk çağı obezitesi MS’in ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Erken tanı ve tedavi
MS’nin erken tanısında belirtilerin iyi dinlenmesi, detaylı öykü ve ayrıntılı nörolojik muayene temel kuraldır. Beyin ve omuriliğin kontrast madde ile Magnetik Rezonans (MR) görüntülemesi, beyin omurilik sıvısının (BOS) incelenmesi ve kan testleri tanıyı kesinleştirmede önemli yöntemlerdir.
Tedavi ve özgürlüğün kısıtlanmaması
MS hastalığında erken tanı ve kişiye özel tedavi seçenekleriyle birçok hastada özürlülüğün ve kısıtlanmaların önüne geçilebiliyor. Burada önemli olan, belirtiler olduğunda ertelemeden uzman bir nöroloğa başvurmak ve tanı konulduktan sonra tedaviye uyum sağlamaktır.
Tedaviyi aksatmayın
Hastalığın erken döneminde atak sonrası belirtiler geçse bile tedaviye devam edilmesi önemlidir. Prof. Dr. Kocaman, tedaviye uyumun gelecekte özürlülük oluşmaması için kritik olduğunu belirtiyor.
İlk 10 yıl kritik
Tanı konulduktan sonraki ilk 10 yıl, hastalığın seyrinin belirlenmesinde kritik önem taşır. Çevresel faktörlere bağlı olarak hastalığın seyri değişebilir, bu nedenle yakın hekim izlemine devam edilmelidir.
MS’in farklı tipleri
MS, ataklar ve düzelmelerle seyreden veya başlangıçtan itibaren ilerleyici (progresif) seyreden farklı tiplere sahiptir. Ataklar ve düzelmelerle seyreden tipte, şikayetler kendiliğinden ya da tedavi ile düzelebilir. İlerleyici tipte ise yürüme veya denge bozuklukları giderek artar.
Sinsi ve ani başlangıç
MS hastalarının %85’i ataklarla seyreden gruptadır. Optik nevritle başlayan tipte, gün içinde gözde ağrı ve görme kaybı yaşanabilir. Yavaş yavaş ortaya çıkan belirtilerle başlayan form, %10-15 oranında ve genellikle 40 yaşından sonra başlar.
MS hastalığı, erken teşhis ve kişiye özel tedavi seçenekleriyle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Belirtiler ortaya çıktığında ertelemeden bir nöroloğa başvurmak, tedaviye uyum sağlamak ve sağlıksız yaşam alışkanlıklarından kaçınmak, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir. Dünya MS Günü gibi bilinçlendirme etkinlikleri, toplumsal farkındalığı artırarak hastalığın erken teşhis edilmesine katkı sağlamaktadır.