Sizin hiç işitme, konuşma engelli yada kör bir arkadaşınız oldumu…!
Gençlik yıllarımızdı, üç arkadaş, yolun karşısına geçmeye çalışan bir görme engelliye rastlamış onu gieceği yere götürmüştük. Dönüşte, görme işitme ve konuşma engelliler için hayatın ne kadar zor olduğunu konuşuyorduk…
Sonunda, bir gün boyunca konuşma, işitme ve görme engellileri taklit edip onların yaşadıkları problemleri tecrübe etmeye karar verdik…
Aramızda kura çektik, bana ahraz olma çıktı.
İşitme engelli taklidi yapacak arkadaşın kulaklarını tıkadık. Görme engelli taklidi yapacak arkadaşın gözlerini bağladık ve bende dudaklarımı bantladım…
Öğlen olmuş, açlıktan ölüyorduk. Aramızda önce abdest alıp namaz kılma noktasında anlaşmazlık çıktı. Sonra ne yiyeceğimize karar verme hususunda anlaşamadık. Hasılı zehir zemberek bir gün geçirdik…
Öğrendiğim kadarıyla, sonradan olma, anadan doğma, 4 milyona yakın işitme engelli, 100 bine yakın görme engelli var…
Hiç düşündünüz mü, bir işitme engelli niçin kolayca cinsel yönden istismar edilir…
Görme ve işitme engelliler için Sağlık Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Diyanet ve İlahiyat Fakülteleri koordineli bir merkez kurularak, onların sağlık, kültür ve din eğitimleri için bir alfabe ve dil oluşturulmalıdır…
Engelliler için ana okulundan başlayarak üniversiteye kadar birbirini tamamlayan bir eğitim alanı oluşturulmalıdır…
Modern Zaman Müslümanları dünyaya kör ve ahraz, İslam’a sağırdırlar.
Kendi gündelik hayatları içinde, ‘Körler sağırlar birbirini ağırlar’ basit hesabıyla, ahırlarının mis gibi kokusuyla sarhoş olmuş, itiş, kakışla yaşayıp giderler. İnsan olarak hesap vermenin, ‘İnsanlık olarak’ bir hesap verme olduğuna müdrik değiliz.
Neden İlahiyat fakülteleri, işitme engelliler için işaret diliyle bir ‘Kur’an alfabesi’ nasıl oluşturulabilinir diye düşünmez.
İşitme ve görme engelli annelere muhabbetle vesselam…