Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Haymana İlçe Emniyet Müdürlüğündeki eylemlere ilişkin 7 polis hakkında düzenlediğiiddianamede, FETÖ davalarına giren bazı sanık avukatlarının, MİT’in gönderdiği ByLock raporlarının “istihbarat bilgisi olduğu ve bu nedenle delil sayılamayacağına” ilişkin savunmaları değerlendirildi.
İddianamede, ByLock yazışmalarının, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun ek 1. maddesindeki “Milli İstihbarat Teşkilatı uhdesindeki istihbari nitelikteki bilgi, belge, veri ve kayıtlar ile yapılan analizler, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ikinci kitap dördüncü kısım yedinci bölümünde yer alan suçlar (devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk) hariç olmak üzere adli mercilerce istenemez” şeklindeki hükme dikkati çekilerek, mevcut davalarda söz konusu raporların “adli bir delil olarak kabul edilmesi ve bu delile itibar edilemeyeceği şeklindeki savunmaların geçersiz sayılması gerektiği” belirtildi.
Sanık avukatlarının savunmaları
Savcılıklar, FETÖ suçlamasıyla açılan davalarda, sanıkların örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduklarına yönelik tespitler varsa, bunu delil olarak kullanıyor.
Mahkemeler bu bilgiyi, MİT’ten de soruyor. MİT’ten gelen raporlarda, sanıkların ByLock’u hangi tarihlerde, kaç kez kullandıkları ve mesaj içerikleri gibi tespitlere yer veriliyor.
Ancak FETÖ sanıklarının avukatları, MİT’ten gelen raporların delil sayılamayacağını ileri sürüyor. Avukatlar, Anayasa’ya göre MİT’in adli soruşturma yapma yetkisinin bulunmadığını ifade ederek, teşkilat raporlarının delil niteliği taşımadığını savunuyor.
MİT’in görevlerinin, ilgili kanunda sayıldığını belirten avukatlar, teşkilatın bu görevleri arasında mahkemelere rapor sunmanın bulunmadığını iddia ediyor.
“Paralel Yapı” soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ile Mustafa Başer’in ByLock kullanıcısı oldukları MİT’ten gelen bilgi notuyla belirlenmişti. Özçelik ve Başer, Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki yargılamada, bu konunun MİT’in görev alanına girmediğini sıkça dile getirerek, aleyhlerindeki MİT raporunun mahkemede delil teşkil etmediğini öne sürüyor.