Dünya

‘Mısır’daki darbenin aynısını Türkiye’de de yapmak istediler’

Abone Ol

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Erbil kentinde yaklaşık 25 yıldır İmamlık yapan ve cuma hutbesi okuyan Dr. Ahmed Seyid Abdulvahap, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) arkasında İslam karşıtı bazı karanlık güçlerin olduğunu savunarak, Mısır’daki darbenin aynısının Türkiye’de de gerçekleştirmek istenildiğini açıkladı.

Abdulvahap, geçen Cuma hutbesinin tamamını sadece Türkiye’deki başarısız darbe girişimine ayırıp, bu konuya ilişkin açıklamalarını içeren görüntülerinin sosyal paylaşım sitelerinde yayımlamasından sonra bölgedeki halkın büyük beğenisini topladı.

Cami İmamı ve Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtu) eski Milletvekili Abdulvahap, AA muhabirine Türkiye’deki darbe girişimine neden karşı olup, hükümeti desteklediğini anlattı.

FETÖ’nün, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) yıkılıp ortadan kaldırılması için İslam karşıtı karanlık güçlere aracılık yaptığını belirten Abdulvahap, “Toplum içerisinde kendilerini hizmet adamı olarak tanıtan, okul ve üniversitenin adını kullanarak, Ehli Sünnetin en iyi sembolü ve örneği konumundaki AK Parti’ye saldırmak isteyen karanlık güçlere aracı oldu.” şeklinde konuştu.

Dünyadaki İslam karşıtı karanlık güçlerin, ılımlı, demokratik ve medeni Müslüman toplumları hedef aldığını söyleyen Abdulvahap, demokrasi anlamında gelişmekte olan İslam ülkelerine farklı kollardan saldırı düzenlendiğini ancak radikal fikirlere sahip, DAEŞ gibi örgütlere ise söz konusu güçler tarafından limitsiz dolar, silah ve teçhizatın temin edildiğini aktardı.

“Darbede ABD, Avrupa, NATO, İran, İsrail ve Esed’in parmağı var”

Siyonist, Haçlı ve Safavilerin, Sünni İslam Dünyasına savaş açtığını dile getiren Abdulvahap, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’de meydana gelen olay bu çerçevede değerlendirilmesi lazım. Darbe girişimi dışarıdan bazı karanlık güçlerin desteğiyle meydana geldi. Bu darbede Amerika, Avrupa, NATO, İran, İsrail, Beşşar Esed gibi tipler ve hatta Birleşik Arap Emirlikleri’nin de parmağı var. Kendileri tarafından meydana getirilen utanç verici olayların örtbas edilmesi için, Türkiye’deki aydınlığı karartmak istediler. Aksi takdirde kısa süre içerisinde karanlık yüzlerinin ortaya çıkacağının farkındalar. Bu yüzden Türkiye’de mevcut hükümetin işbaşında olmasını istemiyorlar.”

İslam karşıtı karanlık güçlerinin hazırladığı darbe sürecinin birkaç aşamadan meydana geldiğini kaydeden Abdulvahap, bunun ilk aşamasının Mısır’da seçimle işbaşına gelen Muhammed Mursi”nin darbe ile devrilmesiyle başladığını aktardı.

Mısır’da Abdulfettah es-Sisi’nin eliyle yeni doğan demokrasinin sindirildiğinin altını çizen Abdulvahap, karanlık güçler tarafından hayata geçirilen darbenin ikinci aşamasının Türkiye’de denenmek istendiğini söyledi.

“Mısır’daki darbe Türkiye’de tutmadı”

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) darbe ile devrilmek istenildiğinin altını çizen Yekgirtu eski Milletvekili Abdulvahap, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu bir hakikattir ve hayal değildir. Mısır’da meydana gelen darbe,Türkiye’de tutmadı ve halkın desteğiyle bertaraf edildi. Bunun nedeni ise Türkiye ve Arap halkı arasındaki farktır. Türkiye halkı uzun yıllardır demokratik seçim geleneğine sahip. Oradaki halk oyunu özgür bir şekilde kullanıp, demokrasiye inanıyor. Karanlık ve kötü bir süreçte işbaşına gelen AK Parti, halkın tüm kesiminin yaşam refahını yükseğe çıkarmayı başardı. Bu yüzden darbe girişimi sırasında Erdoğan’a sadece muhafazakar kesim değil laik düşüncede olanlar ve hatta sert muhalif Kürtler bile destek verdi.”

Türkiye’deki darbe tehlikesinin tamamen ortadan kalkmadığını da dile getiren Abdulvahap, “Evet askeri darbe bertaraf edildi ancak yenilenme ihtimali var. Bunun yanında ekonomik olarak ülkenin güçsüzleştirilmesi için bazı girişimler de bulunulacak. Medya üzerinden de kötü bir şekilde farklı algılar oluşturmak maksadıyla saldırıya geçecekler. Askeri darbe başarısız olduğu için NATO’dan bile çıkarılması ihtimali var. Türkiye’deki mevcut hükümete zarar vermek için farklı yollardan saldırıya geçilecek.” dedi.

AK Parti sayesinde Türkiye’nin hayat refahı yüksek ve güçlü ekonomiye sahip bir ülke konumuna geldiğini söyleyen Abdulvahap, konuşmasının sonunda:

“Halkın oyu ile işbaşına gelip, söz verdiğinin fazlasından hizmet sunan, halkı ve kendisi arasında boşluk bırakmayan, insanların hayat kalitesini yükselten bir iktidar saygıyı hak ediyor. Bizim bakış açımıza göre bu hükümete reşit ve adalet hükümeti denilir. Türkiye’deki mevcut hükümet de reşit, adaletli ve medeni bir hükümettir. Bu yüzden ahlaki, dini ve insani görev olarak bu darbeye karşıyız.”