Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu“Mış Gibi Yaşamlar”kitabını Arif Bey ile Doğan Bey arasındaki konuşmalar biçiminde yazmış.Bu kitapta; “Mış gibi yaşamlar”dan kaynaklanan sorunlarımızı nasıl aşabileceğimize dair cevaplar verilmeye çalışılmış. Türkiye’nin genel anlamda iletişim sorunlarının analizini yapılmış. Konuşmalara konu olan olaylar, yazarlardan, düşünürlerden, gazete haberlerinden derlenmiş. İçinde yaşadığımız toplumu son derece gerçekçi bir biçimde yansıtıyor.
Bu kitabı okuyan herkesin bu sorunlar yumağında kişisel paylarını sorgulayacağına ve olası çözüm yollarını düşünme yönünde zihinsel adımlar atmaya başlayacağını düşünüyorum.
İlham veren alıntılar
Mış gibi yaşamak ne demek? Bizmişiz gibi yaşamak yerine biz olarak yaşamayı öğrenmeliyiz.
Sanki eğitim sistemimiz eğittiği kişide değerler erozyonu yaratıyor.Kendi iç dünyasıyla dostluk kuramamış insan içindeki yalnızlığı başkalarıyla kurduğu ilişkilerle doldurmak ister.
Kendi özüyle ilişkisi olmayan insan, eninde sonunda iç yalnızlığa gömülür. Özünden kopmuş insanın gerçek anlamda başkalarıyla da ilişkisi olamaz.İnsan yalnızca dış dünyanın farkında değildir, farkında olduğunun da farkındadır. Sembollerle düşünen insan düşündüğünün bilincindedir…
En temel özgürlük, insanın kendisi olarak yaşamında var olabilmesi ve kendi bütünlüğünü yaşayabilmesidir; dürüst insan özgürdür.Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez!
Samimiyetle inanmış bir kalp, çoğunluktur.Hayatınızın her anında hayal ortakları ve hayal katilleriyle karşılaşacaksınız eğer hayal katillerinin etkisinde kalırsanız, gerçekleştirmek istedikleriniz hep birer hayal olarak kalacak.
Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.
Hayatınızdaki bülbülleri keşfedin, onları bırakmayın, der. Bülbül, yolumuzu aydınlatan, ışık tutanlar oluyor. Sonradan anladık ki dedemiz de bizim bülbüllerimizden birisiymiş. Satrancı öğretti, hayatımız değişti.
Eğer engelli çocuğunuz varsa şunu asla unutmayın: Durumu baştan kabullenin, duygusal yaklaşımlarla engeli görmezden gelmek çözüm değildir. Belki bir süre için kendinizi avutabilirsiniz ama sorun ortadadır ve böyle davrandığınız takdirde daha büyüyecektir.
Engelli çocuklarınızı asla evlere kapatmayın, onların eğitimine önem verin ve bilin ki, bu çocukları kurtaracak olan eğitimdir. Onların hayata katılmalarına ve topluma karışmalarına fırsat tanıyın.
Bilmediğinin farkında olan insan bilgisizdir, ama neyi bilmediğinin dahi farkında olmayan insan cahildir.
Görenlerin göz ardı ettiği şeyler, görmeyenlerin yakaladıklarıdır ve görenlerin kör oldukları dünya, onların bulup çıkardıkları hazinelerdir…Bir insanın yaşamının anlamı, o insanın ‘ben’ini aştığı yerde oluşur.