Mini dizilerin dev ayak izi!

Abone Ol

İnsanoğlu hayat ile yarışta. Hayat bunu umursuyor mu, bilemiyorum. Hâlbuki insanın ne yaparsa yapsın galip gelemeyeceği tek rakibi hayat. Kaldı ki insan neden hayatı kendisine rakip kılar, anlayamıyorum.

Bunu nereden çıkardığımı düşünüyorsunuz, haklısınız. Fekat insanlık tarihi bütün olarak bunun ispatı değil mi?

Eşyayı algılama şeklinize göre durumu anlamlandırabilirsiniz. Zira mana, eşyanın gölgesi zannımca. Eşyanın gölgesinde kendi olmaya çalışır insan. Anlamlandırabildikçe… Ve elbette anlam düzleminde eşyanın değişkenliği de söz konusu…

Konuyu buradan sinemaya bağlamak çok kolay değil. Ama insan belli bir merhaleden sonra her konuyu her konuya bağlayabiliyor.

Bu minvalde…

İnsanın hayatla irtibatındaki eşya-gölge formülü, zamanımızda sinema filmi-dizi film sarmalında kendini buluyor. Kim, kimin gölgesi bilinmez. Nihayetinde hepsi sinema eseri.

Tabii ki ‘sinema olan’ dizilerden bahsediyorum. Televizyonlar için yapılan diziler mevzu dışı. Son dönemde dijital platformlar için yapılan dizilerden söz ediyorum.

‘Mini dizi’, yeni dönem sinema ve dizi yaklaşımında arabulucu bir hal aldı. Elbette eşya (sinema) ile kurduğunuz ilişkiye göre değişmekle beraber bu yeni yöntemin hayatınızda nasıl yer ettiği değişiyor.

Mini dizi ülkemiz için çok yeni sayılmaz. TRT yıllar evvel birkaç bölümlük çalışmalar yaptı. Ancak son dönemde dijital mecraların etkisiyle artık bir sektör ve meydan ve hatta yöntem haline büründü.

Amerikan HBO mecrasının son dönem hazırladığı mini dizi kuşakları dikkat çekiyor. Çernobil, dünya çapında yankı uyandırdı. Enteresan şekilde dikkat çekti ve IMDB’de diziler arasında ilk sıraya kadar çıktı. Yine son dönemde HBO’da yer alan Olive Kitteridge da dikkat çekti. “Hayatınızı değiştirecek” başlıklarıyla paylaşıldı.

Bana ilginç gelen, hakikaten sinema tadındaki bu çalışmaların böylesi ilgi görmesi… Aynı senaryoları beyazperdede görsek bu kadar ilgi görmez. Görmüyor da zaten. Ancak dizi olunca Dalga dalga yayılıyor.

İşte sinemacıların oturup düşünmesi gereken konulardan biri bu… Üretici başta ama izleyicinin de tahlil etmesi gereken bir durum.

Neden böyle oluyor? Mesele mecra mı? Sinemada 50 bin kişinin izleyeceği yöntemde bir işi dizi olunca milyonlarca kişi nasıl izliyor? Sinema filmi internete düşünce de bu kadar yankı bulmuyor?

Galiba burada eşya ile kurulan ilişkide bir muamma var.

Ya da çözülmesi gereken bir sorun değil de serinlenilmesi gereken bir gölge burası…